Öncelikle Orhan Pamuğun işine ne denli aşık olduğundan,böyle bir aşk romanının ancak işine aşık birisinin kurgulayıp yazabileceğinden bahsetmek istiyorum.Pamuk bu roman ve müze fikri üzerine çok uzun yıllar emek harcamış ve bu alanda da ülkemiz adına bir ilke imza atmıştır. Kitaba İstanbuldaki müzeleri araştırırken Masumiyet Müzesini bulup henüz gezmeden Orhan Pamuğun bu fikrini mükemmel ve orjinal bulup aşk üzerine oluşturulmuş bu müzeyi gezince derinden hissedebilmek için başlayıp bitirdim ve çok beğendim ve beni derinden etkiledi.Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı.Pamuk,Kemalin tutku ve takıntılarla dolu aşkını anlatırken,insanın kendisini otomatik olarak kemal veya diğer karakterler yerine koyabilmesini sağlıyor.Eski İstanbul çok iyi betimlenmiş,o dönemdeki insanların geleneksellikleri,günlük hayatları,konuşma ve düşünme tarzları ustalıkla yansıtılmış.Kitapta eskiden gelen ve şuan geçmiş kadar olmasa da ülkemizde halen önemli görülen bekaret kavramı üzerinde çok durulmuş,saçma sapan inanışlar yüzünden küçük görülen,toplumca dışlanan kadınların yaşadıkları çok güzel anlatılmış ve tek olmasa da aşkın doğru bir tanımı yapılmış:’Bir insanın, başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya aşk denirdi.’ İnsan sevdiğinin her anını dikkatle inceler,her bir dokunuşunu ayrı hatırlar;sözlerini,sesinin tınısını bir daha hiç unutmamak üzere zihnine kazır.Sevdiğin insan için harcadığın zamanlar,katettiğin yollar,çektiğin çileler sevdiğin insanın bir gülüşünde veya sarılışında kaybolur ancak ona olan özlem onun varlığına veya yokluğuna bağımlı olmadan hiçbir zaman kaybolmaz.Ve gerçekten aşık olan insanın zihni ve kalbi zaten bir masumiyet müzesidir..

Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,5bin okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alperen