Tespitlerinizin bir kısmına katılıyorken diğer bir kısmının ise bugünkü sorunun temelini oluşturan etkenler arasında yer aldığını düşündüğümden karşı çıkıyorum. Katıldığım kısım büyümeyle ilgili yapmış olduğunuz analiz. Bu durum benzer şekilde bugün çok popüler olan sosyal ağlar için de geçerli bir durumdu. Yani onlar da büyürken benzer süreçten geçtiler. Yine aynı şekilde kalite hakkındaki görüşünüze de katılıyorum, tabii ki bir akil grubun 'belirlenmiş kurallar' çerçevesinde bir ürün kontrolden geçmiyorsa, kalite dediğimiz fazlasıyla göreceli olur. Kısacası bir kesime göre kaliteli olan bir şeyin başka bir kesime göre kalitesiz olarak algılanması çok doğaldır.
Çözüm önerisi olarak sunduğunuz, özünde daha fazla seçiciliği öngören yaklaşımınıza katılmıyorum. Çünkü 1K için seçiciliğin yeterli düzeyde olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Fazla seçicilik yobazlaştırır, doğru benzer kaynaklardan takip edilir bir zaman sonra doğru=kaynak olur çıkar. Örneğin istediğim kişiyi takip edebiliyorum, istediğimi engelleyebiliyorum, istemediğim konuların akışa düşmesini engelleyebiliyorum, görmek istemediğim paylaşımları akışta gizleyebiliyorum; istediğim zaman merak ettiğim kitapla ilgili incelemeleri, alıntıları görebiliyorum, istediğim konuları arayarak onlarla ilgili tüm paylaşımları görebiliyorum vs. Durum böyleyken seçicilikle uğraşmak faydadan çok zarar getirir. Sizin örnek olarak verdiğiniz durum ne kadar zararlı ve yanlış bir durum olduğunun farkında mısınız bilmiyorum? Özellikle takip ettiğim 10 kişi! Özgün düşünceleri yakalamak 10-20 kişiyi özellikle takip etmekle olmaz. Durup dururken kendinize duvarlar örüyorsunuz. İşte duvarların arkasındaki 'gelişim' bugün sorun olarak görülen durumun ortaya çıkmasına sebep oluyor. İncelemeleri beğenmeyen yok değil, şu an halen bir inceleme paylaşılır paylaşılmaz, 10! tekrar paylaşımı ve kısa sürede de 80-90 tane beğeniyi rahatlıkla alabiliyor. Ama diğer taraftan konuyu oluşturan Beyefendinin incelemesi ise 6 beğeniyi zar zor buluyor. Ama gündeme oturunca birden o da aynı sayılara ulaşıyor (biz fazlasıyla duygusal milletiz, örneğin kadının biri öldürülür bizi hiç ilgilendirmez ama biri de öldürülürken dokunaklı bir söz söyler ve bu bizi fazlasıyla üzer, oysa ki ikisi de kadın cinayeti yani demek istediğim bu yapısal bir durum). Herkes kendini bir 'kaliteli' grup içine atmış oradan ilerliyor. Bu çözüm öneriniz ya da planınız grupları iyice katı hale getirecek.
Peki çözüm? Kendi haline bırakmak! Yani arayan bulsun. Ne demişler 'su akar yolunu bulur' eğer dışarıdan müdahale edilmezse, olması gereken değerler kendiliğinden ortaya çıkar eğer müdahale edilirse ve o müdaheleler de yanlışsa, o zaman doğruya ulaşmak iyice zorlaşır. Tabii ki bunlar saf düşünceler ama biliyoruz ki işin içine para girerse her şey değişir, insanı değiştiren sistemi değiştirmez mi. Belki ilerde "incelemenizin daha fazla kişiye (çünkü belli ki duvarlar yükseltilmeye devam edilecek) ulaşmasını istiyorsanız 10 TL yatırınız" diye bir uyarı alacağız veya Youtube kanalınızı tanıtmak için 50 TL böyle şeyler işte neyse bu son bölüm tamamen aklıma düşen saçmalıklar.