Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sıkı düşünenlerin aptal body guardları
*. Biz Türk Milliyetçileri iyi dövüşebildiğimiz nisbette iyi düşünebilmekte değiliz. Dövüşçülüğümüz, yiğitliğimiz, tartışılmaz çok şükür; gözü kara ölüme gideriz; elbette bu da üstün bir meziyettir yerine göre ve dahi övünmek gibi olmasın bu babda üstümüze yoktur; "erkeklik" konusundaki rakipsizliğimizin şöhreti yedi cihanı tutmuştur, Allah noksanlığını göstermesin. Amma dostlar, yetmez; aynı zamanda iyi düşünebilmeliyiz de; sıkı dövüşebildiğimiz gibi sıkı düşünebilmeliyiz; yoksa, sıkı düşünenlerin aptal 'body guard'ları oluruz. *. Şu halde, mesele tavazzuh etmiştir: Bizde, bir "recüliyet" noksanlığı yok, hattâ fazlalığı var, noksanlığı yok; bizde noksan olan "tefekkür"! İşte bütün mesele! *. Bu noktada, "Düşünmek" (Cogitare) ile "Düşündüğünü Zannetmek" (Cogito Cogitare) arasındaki derin farka dikkat etmeliyiz; herkesin alelumum bildiği mânâdaki 'düşünme', aslında, birincisi değil ikincisidir; bu 'herkes'e 'biz' de dahiliz demek mümkündür. *. İmdi: Biz Türk Milliyetçileri bugüne kadar gerçek anlamıyla "Cogito"ya pek fazla itifat etmedik; çünkü Cogito'nun ilk şartı doğruları ile hesaplaşmaktır. Halbuki biz, bunu yapmadık; hiç yapmadık ve hiç yapmaya da niyetli görünmüyoruz; ülkemizde hemen-hemen herkesin yaptığı gibi kendimizi adetâ peygamber mâsûmiyeti konumuna yükselttik, hiç kendimize yönelik eleştiri yapmadık; eleştiri oklarımızın en keskinlerini hep başkalarının etine, gücümüz yettiğince de en derinine saplamaya çalıştık da kendi nazik tenimize bir toplu iğne başını dahi reva görmedik; bütün kusurları hep başkalarında aradık; hiç kendimizin de kusurlu olabileceğimizi düşünmedik. Üstelik kör-kör parmağım gözüne misali gözlerimizin önünde cereyan hâdiselerden asla dersler çıkarmaya çalışmadık. Kendisine deliler gibi ilân-ı aşk ettiğimiz asaletli ve necabetli Türk Milleti her seçimde bizi sildi; her seçimde, kendisine gidip de kendisini idare etmemiz için bize yetki vermesini talep ettiğimiz bu "En Yüce Millet", kendisi için yanıp tutuşan bu kara sevdalı âşıklarını hiç ciddiye almadı; her defasında bize "sen beni idareye ehil değilsin, deli çocuk, çek git" dedi; bunu bile anlamadık, hiç anlamadık, hiç anlamaya da niyetimiz ve yeteneğimiz yok. Bahane hazır: Millet bizi anlamadı, biz kendimizi iyi anlatamadık, v.s. Şunu akıl edemedik: Türk Milleti'nin siyasetten ve siyasetçiden beklentileri anlaşılmaksızın, çözülüp deşifre edilip ona göre bir hatt-ı siyaset takip edilmeksizin böyle bir siyasî yetki belgesi alınamaz. *. Şu halde, açıkça söylemekte hiçbir mahzur yok: İyi düşünemiyoruz.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.