ARAYIŞ MI KAYBOLUŞ MU?Ìnsan hayatı, itaat ve otorite üzerine kurulu. Gücümüzün yetmediğine itaat ediyor, gücümüzün yettiginden ise itaat bekliyoruz. Bu otoriter zorbalığa ise disiplin ve saygı diyoruz
Oysa farkında olmadığımız bir gerçek vardır ki adına disiplin veya saygı dediğimiz duygularımızı, tutkulararımızı ve inançlarımızı dahi esir alan bu bağnaz tutum bizi olduğumuz kişiliğin çok daha dışına sürükleyip programlanmış ve komutsuz iş yapamayan bireylere çevirmektedir. Proglamlandıkça, yani alıştırlmış olduğumuz yönetilme durumu devam ettikçe, insiyatif alma gücümüz azalmakta ve özgüven eksikliğinin boşluğuna düşmekteyiz.
Dikkatimi çeken bir diğer husus ise hayatımızı bağımlı bir hale getiren tabusal yönünü kolay kolay kıramadığımız insani etik değerlerle hiç alakası olmadığı halde, bu tür zorbalığa, programlanmaya; disiplin, saygı, ahlak, kültürel ve toplumsal yapı gibi erdemsel anlamlar yüklüyoruz. Asıl olan ise bunların insanı kullandıran suistimal gerçekler olduğunu görememiz.
Öncellikle bireyin kendini bilmesi ve tanıması toplumu daha bilinçli hale getirir. Bireyin bunu yapabilmesi de kişinin kendi gerçeklerini kabullenmesi, anlaması ve savunmasıyla olacaktır. Bu tavır bireyin otoriteye ve programlanmaya bir başkaldırısıdır.
Bu başkaldırı kişinin ilk özgürlük arayışıdır.
Kişinin kendini araması bence-herkese saygı duyduğumu belirterek söylemek isterim ki- ne dine yöneliş ne de ahlakçı tabulara sarılıştır, kendini aramanın ilk adımı özgürlüğe yöneliştir.
Peki özgürlüğe yöneliş nasıl bir aramanın sonucudur?
Bence aramamiz gereken ilk ve en önemli sonuç kitapta belirttiği gibi varolmamız değil nasıl bir varlık olduğumuzdur. Yani tahammüllerimiz, karşı çıktıklarımız, hoş görümüz, kabullenişimiz ve kabul edilme çabamız.
Eğer biz bu sonuçların ne olduğunu bilirsek öz farkındalığımızla toplumsal bir farkındalık sağlamış olacak ve bizi tabusal zincirlerimizden bu arayış kurtaracaktır.
Kaçış, erteleme, zamanını bekleme gibi vicdanımızı rahatlattığını sandığımız bu uyuşturucu teselliler hayattan sapmalara neden olacaktır. Oysa herkesin çabası hedefi 12'den vurmak değil midir?
Her insan kabul etsin etmesin kendini aramaktadır, ama bu arayış zorluklar, bocalamalar ve acılarla doludur. Bunları yasamadikça kim olduğumuzu bilemeyiz
Yunus Emre'nin de dediği gibi
Îlim ilim bilmektir
Îlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktir
Herkesin kendisini bilmesi ve kendisini okuması dileğiyle...
NOT...
Uzun zamandır insanları gözlemleyip onlarla ilgili bazı notlar tutup, kendimce küçük çapta karalamalar yapmaktaydım.
Bu kitap da yazdığım notlara bir rehber oldu ve kafamdaki bazı şeyleri kaleme dôkmemi daha kolay sağladı. Bu nedenledir ki spoiler vermek yerine kitabin bana kazandırdıkları ve gözlemlerimle bir inceleme yazmayı daha doğru buldum.
Herkese iyi okumalar...