Gönderi

Yasalar, Ahlak, Zina ....
Yasalar ile kültür ve ahlâk normları “hayvansal” içgüdülerimizi bastırmak ve sınırlamak için konur. Erkeğin seks içgüdüsünde kuvvetli bir sahiplenme niteliği mevcuttur ve bu nitelik boynuzlanmaktan sakınma ihtiyacıyla yakından ilişkilidir. Her hayvan nasıl hayatta kalmak için kendi bölgesini koruma mücadelesi veriyorsa, erkekler de, tıpkı öyle, kadınları tekelleri altına almak üzere evrimleşmiştir. Antik Babil’den günümüz Batı toplumuna dek pek çok uygarlık evlilik bağına ilişkin yasal düzenlemeler yaparken erkeği kadının sahibi konumuna yerleştirmiştir. Modern nikah töreni bile babanın kızını damada vermesi teması üzerine kuruludur. Erkekler farklı farklı kadınlarla seks yapmak, genlerini olabildiğince yaymak için programlanmıştır. Eğer bir erkek başka bir kadını (özellikle de zaten evli olan ve bundan dolayı da bakılması ve beslenmesi gerekmeyen bir kadını) daha gebe bırakma şansını yakalarsa tüm zamanların en karlı evrimsel alışverişini yapma fırsatını kaçırmayacaktır. Kadın zinasının tüm toplumlarda karşımıza çıkması, beni evrimci psikologların çizdiği cinsel bakımdan sakıngan, müşkülpesent kadın portresine kuşkuyla bakmaya itiyor. İnsanlar daima seks yapmak ister. Evlilik dışı cinsel ilişkiler konusunda çok gevşek ahlâk kurallarına sahip olan toplumlarda kadının zina yapması neredeyse erkeğin zina yapması kadar normal karşılanır.
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.