Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dinde Reform
Yirminci asır başından itibaren Osmanlı/Türk entelelctüel hayat ve siyasetinin gündeminden hiç çıkmayan konulardan birisi de şüptıesiz "Dinde Reform"dur. Onselcizinci asır Fransız ve ondolcuzuncu asır Alman popüler materyalizminin, pek de anlamlı olmayan telifiyle yaratılan Osmanlı/Türk "Aydınlanmacı Bilimciliği", toplumda dinin yerine bilimin geçeceği bir "aydınlık" geleceği hedeflemekle birlikte, gerek bu geleceğin zeminini hazırlamak ve gerekse de dönüşüm sürecini hızlandırmak amacıyla "din"i de bilimselleştirme gayreti içine girmiştir. Her ne kadar bu amaçla ortaya konulan eserlerin üslûpları ve kullandıkları kaynaklar, aynı dönemde modernliğin önlerine koyduğu sorunlara cevap verme amacıyla ulemâ tarafından geliştirilen tezlerle ilginç benzerlikler gösterirse de bu müşabehetin sathî ve yanıltıcı olduğunu vurgulamak gerekir. "Dinde Reform" tezi savunucularının konuya yaklaşımlarında göze çarpan iki önemli husus, dine modern toplumların ortak inancı olduğu var sayılan Hıristiyanlık merkezli yaklaşılması ve bunun tabiî neticesi olarak reforma da bu dinin geçirdiği dönüşüme referans verilerek atıfta bulunulmasıdır. Dolayısıyla bu tez, benzeri bir "reform" yapılmaksızın modernliğe cevap verilmesinin imkânsızlığını vurgulamaktadır. Bu vurgu yapılırken, modernliğin de " A v r u p a " ya da " B a t ı " ile sınırlandırıldığının gözden kaçırılmaması gerekir. Nitekim, bu fikirleri müdafaa edenlerden Keçecizâde İzzet Fuad Paşa'nın ifadesiyle "1300 sene evvel çölde, çöl için yapılmış kavânin ve nizâmât" ile "Avrupa kıtasında" hayat sürdürmek imkânsızdır.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.