Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
SAFAMIZ OLSUN, SAFANIZ OLSUN.
Peyami SAFA. Server Bedi Çömez Serâzâd Safiye Peyman Bedia Servet mahlasları ile 43 yıl durmadan yazan bir yazar. Babası gibi şair olan amcaları Ahmed Vefa ve Ali Kâmi'nin yönlendirmesiyle edebiyata başlamış.Ne de güzel yapmış.Bazı hünerler ve meziyetlerin de tıpkı hastalıklar gibi genetik,ırsi olduğuna inananlardanım.Para kaygısıyla yazdığı sıradan yazılarda annesi Server Bedia'nın adından esinlenerek yarattığı "Server Bedii" takma adını kullanmış. Bu isimle kaleme aldığı "Cingöz Recai" isimli polisiye dizi romanları büyük ilgi görmüş.Sanat, edebiyat, felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi değişik alanlarda yazdığı yazılarla çok yönlü bir yazar olduğu biliniyor. Roman-öykü-oyun-inceleme-deneme ve hatta ders kitapları yazan,Rusların Dostoyevskisi,Tolstoy'u varsa bizim de Peyamimiz var,Safamız olsun! dedirtecek yazarımızla ilk tanışmam,bende çok derin izleri ve hisleri ortaya çıkaran okuduğum ilk kitabı (maalesef) Kendisini bana çok sevdirten,benim ruhumun yada beynimin mahzenlerinde el fenerleriyle huzur vererek dolaşan insanları incelemeyi,onlar hakkında çok yönlü bilgi sahibi olup araştırmayı hep çok sevmişimdir.En son bir dönem severek dinlediğim Sagopa Kajmer'i de ayak numarasından en sevdiği yemeğe kadar araştırıp öğrenmiştim. (43 numara ve patlıcan musakka-pilav) 43 sene durmadan yazan Safa'da çok yönlü araştırılıp,bilinip,okunması gereken bir usta.Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabını da çocuk yaşta geçirdiği kemik veremi hastalığının etkisiyle yazdığını öğrendim.Böyle bir psikolojiyi ancak yaşayan birinden hissederdiniz zaten. Kitap,çocuk yaşta (8) Artrit hastalığına yakalanan (Vücut tarafından üretilen,eklemlerde meydana gelen iltihabik bir hastalık) bir çocuğun yedi sene bu hastalığı çekmesi ve 15 yaşındaki psikolojik buhranlarını anlatıyor.Kitabın içinde NÜZHET diye bir de aşk var.Ama hastayken insan aşık bile olamıyor.Ama birine,hastalıklıyken bile aşık olunamıyor.Geriye kalan merhamet,geriye kalan acıma duygusu.Ruhsallığın değişik boyut, süreç ve katmanlarını inceleyen,bundan her sayfada bahseden,ruhsal soru, sorun, arayış ve bozukluklar konusunda kendisine etkili bir tedavi arayan yazarın bu kitabı kesinlikle ve kesinlikle sıradan bir roman değil.Okuyan herkesin,özellikle de bir hastalık geçirmiş olması gerekmiyor,en yakınını,en sevdiğini o hastane bahçesinde,koridorunda,koğuşunda gören herkesin ruhunun labirentlerinde dolaşan bir eser. Bir de nasıl naif,bir de nasıl ince,bir de nasıl muazzam bir anlatım dili var okumalı görmelisiniz.Geç olsa da, ben böyle bir yazarla tanıştığım için çok mutlu oldum.Görüp baksınlar Türklerin edebiyatında da kimler varmış,Psikolojik roman nasıl yazılırmış bir baksınlar.Ama önce mutlaka siz bakın.Bana bu zamana kadar kimse Peyami Safa oku demedi.Bana bu zamana kadar bu kitabı kimse tavsiye etmedi.Bu benim ayıbım olduğu kadar sizlerin de ayıbı eyyyy entelektüel! arkadaşlarım. Biyografik bir psikoloji romanı okumak isterseniz,o çocuğun bacağının dizinin acısını hissetmek isterseniz,o hastane çaresizliğini tekrar hatırlamak isterseniz,o ameliyathane kokusunu almak isterseniz,kırık ve imkansız bir aşka ucundan kıyısından şahit olmak isterseniz,kısaca ruhunuzu 3-5 saatliğine birilerine emanet etmek isterseniz OKUYUN.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Beta Yayınları · 2016101,7bin okunma
··
146 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.