Gönderi

Diğer sayfalarda "Ucuz Hayat", "Otomobil Acentalığı", "Parlamento' da Yeni Bir Keşif", "Bizim Sokaktaki Fener" başlıklı mizah yazılarıyla aynı türden duyurulara yer verildi. Ayrıca Mim Uykusuz'un yazılarla ilgili karikatürleri uygun aralara yerleştirildi. Bu sayıya bir dava daha açıldı. Markopaşa'nın basıldığı Emek Basımevi ile ilgili olarak Basın Kanunu 3. maddesine göre Vilayet'e beyanname verilmesi gerekirken (Cumhuriyet, 18.2. 1947) verilmemişti. Basın Kanunun 9. maddesinin son fıkrasına muhalif hareket suçuyla açılan dava duruşmasında Sabahattin Ali, bu basımevinin tam bir matbaa olmadığını, yalnızca mürettiphaneden oluştuğunu ve kısa bir süre içinde işletmenin mülkiyetini başkasına devrettiğini belirten bir ifade verdi. Mahkeme, mürettiphanenin matbaa sayılamayacağını karara bağladı ve Markopaşa bu davadan beraat etti. ( 1 8.2. 1947 tarihli Tanin, Akşam, Tasvir ve 4.3.1947 tarihli {Vatan) Markopaşa · 13 Ocak 1947 Sayı: 6 Gazetenin bu sayısı Berksoy Matbaasında basılmış. "Sahibi Sabahattin Ali, Yazı işlerini fiilen idare eden: Aziz NESİN" gösterilmiş. Birinci sayfada manşetten "Hükümetin Yüksek Rakı Siyaseti" başlıklı yazı verilmiş. "Atma'dan Röportaj", " Kara Cehaletin Yüz Karası!" diğer yazı başlıkları. Sabahattin Ali'nin başyazısı ise "Kokuyor". Yazı, o günler için değil günümüz için yazılmış gibi... " Ankara'da bir doktor öldürülüyor, bir başka doktor kendini öldürüyor. Sonra bir vali kendini öldürüyor. Ortaya sahte katil sürülüyor. Mahkemenin yeri değiştiriliyor, işin içine mühim isimler karışıyor, yabancı elçiliklerle temastan bahsediliyor, nihayet sahici katil meydana çıkıyor ama, öldürme sebebi gizli kalıyor. Bazı şeyler açıklanıyorsa da, bazı şeyler saklanıyor. Bir vapurla altın kaçırılıyor. Avrupa'da kibar bir bayan sınırda altın kaçırırken yakalanıyor. İşe mühim kimselerin, hatta elçilerin adı karışıyor. Gazeteler sütunlar dolduruyor, evvelce daha lüks bir vapurla kaçırılan altınların dedikodusu yapılıyor, bir şeyler saklanıyor. Yirmi seneden beri petrol aranıyor, petrol bulunamıyor. On liralık makineler on milyona satın alınıp bir kenara atılıyor. Yabancı şirketlerin dalavereleri alıp yürüyor. gazetelere düşüyor. Bir şeyler açıklanıyor ama, bir şeyler de saklanıyor. Arsa dalavereleri dönüyor, apartmanlar alınıp satılıyor, köşkler elden çıkarılıp parası Amerika'ya yatırılıyor. Bakanlar sorguya çekiliyor. Bakanların kardeşleri mahkemeye veriliyor. Bazı servetlerin hesapları sorulur gibi oluyor, bir şeyler açıklansa bile, birçok şeyler saklanıyor. Ne oluyor, anlayamıyoruz. Ama bir şeyler, bir şeyler var ki, kokuyor, çok fena kokuyor. Diğer sayfalarda önceki sayılarda süren dizi yazılarla birinci sayfa yazılarının ilerisi yer almış. Gazetenin niceliğine uygun duyurulara da yer verilmiş. Maliye Bakanlığının "Evrak Sepeti Alınacak" duyurusu ise şöyle: " 18 milyon evrak sepeti alınacaktır. Sepetlere her gün değişen ve bozulan hükümet kararları atılacağından büyük olması lazımdır. 24356" Bu sayının yeni bir matbaa da basılmış olması yine bazı baskıların olduğunun da göstergesidir. Aziz Nesin'i dinleyelim: "Markopaşa'yı bastırabilmek için ne sıkıntılar çektiğimiz anlatmakla biter gibi değildir. Herkes, gazetenin en önemli işinin yazı yazmak olduğunu sanır. Oysa yazı yazmak haftanın ancak bir gününü aldığı halde, işler haftanın öbür günlerine zor sığıyordu. En önce basımevi bulmak çok zordu. Örneğin, Nazım Berksoy büyük bir iyilik yaparak gazeteyi basıyordu ama, normal baskı fiyatından iki katı parayı, hatta daha fazlasını alıyordu. Üstelik, parayı peşin almadan iş görmüyordu..." Markopaşa · 20 Ocak 1947 · Sayı: 7 "Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden: Sabahattin Ali" olarak gösterilen bu sayıda manşetten köy enstitülerindeki yozlaştırma konu edilmiş. "Köy Medreselerinin Açılmasına Dair Fetva Çıktı. Lillahil Fatiha" başlıklı yazının girişinde şöyle deniliyor: Ankara (Markopaşa'nın kelle koltukta cesur muhabiri bildiriyor) - Köy Enstitülerini kökü dışarıda olan muzır ceryanlardan korumak üzere, Maarif nazırı, şeyyy. . . Maarif vekili . . . Pardon Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Mollanın riyasetinde geçen hafta karmakarışık bir komisyon toplanmış ve Köy Enstitülerinin lağvı ile medreseler haline tahviline dair fetva çıkarılmıştır... Sabahattin Ali'nin yazısı "Akkoyun, Karakoyun!" başlığını taşıyor. "Milletin Anası Ağlıyor" ve "Parti Cilvesi" birinci sayfanın diğer yazıları. Diğer sayfalarda da benzer yazılar var. Üçüncü sayfadaki "Bilmeceler"de şöyle deniliyor: "Çakar almaz: Kibrit. Alır vermez: Hükumet. Verir almaz: Millet..." Markopaşa 27 Ocak 1947 · Sayı: 8 34 bin basılan bu sayıda Sabahattin Ali'nin "Hep Laf' başlıklı başyazısından başka "Devletlü, İzzetlü, Saadetlü, Haşmetlü Peker'im Efendim!" başlıklı manşet yazısı ve "Caaanım Alkış!" adlı yazı yer almış. Yabancı sermayenin Türkiye'ye girişi yine konu edilmiş. "Sterlin, Dolar ve Ruble" başlıklı yazıda bu kez yabancı sermayeyi öven yazarlar eleştirilmiş: Biz diyoruz ki: - Dostlar! Kalemimiz, fikrimiz Sterlinin kölesi olmasın! (...) Vicdanımız Doların esiri olmasın. ( ... ) Düşmanın çizmeli istilasını tepelemek kolaydır. Fakat bir kere sinsi sinsi Dolar ve Sterlin emperyalizminin sömürgesi olduk mu, kurtuluş zordur. Hem uşak oluruz, hem de kendimizi efendi sanırız. Biz diyoruz ki: - Kara gözlerimize aşık oldukları için bize Sterlin ve Dolar vermez eloğlu. Onlar diyorlar ki : - Yaaa ... Demek ki, vicdanın, fikrin ve kalemin Rublenin kölesi olsun ha . . . Ne diyelim, fakat dünyada, köle olmadan da yaşanır dostlar! Hatta, parti veznesinden alınan Türk lirasının bile uşağı olmadan. Markopaşa aleyhinde yazılan yazılara ve yazarlarına neden yanıt vermediklerini soran bazı okuyuculara şu yanıt verilmiş: "Evvela iftira ve hezeyan olduğu için, sonra da: Her üren köpeğe taş atsan, taşın miskali bin liraya çıkardı." (da ondan) denilmiş. İki, üç ve dördüncü sayfalarda da güncel olaylar, haberler, kişi konu edilmiş. Bunlardan biri de Necip Fazıl Kısakürek "Sorun Söyleyelim" başlığı altında şöyle denilmiş: S - Dağları kim yarattı? C - Necip Fazıl. S - Necip Fazıl'ı kim yarattı? C - Necip Fazıl yaratılmadı ki. .. Yerden bitti. İki ve üçüncü sayfaların ortasında her iki sayfaya taşan bir duyuru ve bir karikatür yer almış: "Markopaşa'daki yazı ve resimlerin her hakkı mahfuzdur. Görülen lüzum üzerine ilan olunur."
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.