Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

HİŞT HİŞT dedik, Sait'e bir selam Çektik! - Sait Faik Kampı
Sait Faik’in ardından. Dönüş yolu çok cevvaldi, adalar vapuru dalgalarda bir kağıttan gemi misali sallanıyordu. Bazılarımızın midesi ağızlarına geldi. Kamp ekibimiz dönüş yolunda biraz buruk gibiydi. Çok güzel geçen 3 günün ardından yine hayatımıza kaldığımız yerden devam etme telaşesi, yani biz buna “MEDARI MAİŞET” diyoruz, yakamıza yapışmıştı. Kamp ile ilgili anı notları yazıldı. i.hizliresim.com/NnrrnO.jpg Sohbetler edildi, mideler alaşağı oldu derken iskeleye adım attık. O da nesi! İnsanlar üzerimize üzerimize geliyor, yürüyemiyoruz yahu. Kendimizi bir an Matrix filmindeki kalabalığa karşı yürümeye çalışan NEO gibi hissettik. Eğer kalabalığın bir parçası olursan, yürürsün yoksa takılır kalırsın, hatta düşer ezilirsin. O anda anladık Sait Faik’i. Asıl onu yaşadık dersek daha doğru. Sen onca öyküyü bu güruhun içinde nasıl fark ettin be! Aşk olsun sana Sait Faik. Kalabalığa alışmakta zorlandık. Hele ada havasından sonra? Hee doğru, adayı anlatmadık demi! Du başa alalım, evvela şu Rumca parçayı iliştireyim de bunun eşliğinde devam edelim. youtu.be/QaxaxFGqJRU İlk gün 09:20 Kadıköy Vapur geldi dumanlı dumanlı. Çantalarımız ile bindik öncü ekip olarak. Ev sahibi edasıyla gelecek dostlarımız karşılamak için ilk giden biz olmalıydık. Elif ve ben vapurda cam kenarı bir yere gömüldük. Bir ara çay almaya gittim, o ara denize karşı düşündüm çaylar elimdeyken: “Çay mı içsem yoksa kendimi denize mi atsam?” Sonra üşüdüm vazgeçtim, daha kampımız var nereye? drive.google.com/...VvhHw9nG7ueU... Kınalı adadan sonra Burgazada’ya gelince Sait Faik karşıladı bizi kafasında alacalı bir kedi ile. i.hizliresim.com/zjrrGj.jpg Hemen varıp selam çaktık, eli çenesinde Sait’in. Belli yine bir yerlerden öykü çıkarma peşinde. Kamp için ayarladığımız ŞATO’ya eşyalarımızı ve atlarımızı uşaklarımıza emanet edip adayı keşfe çıktık. drive.google.com/...W5nYD6n02zDb... Gidip sokakları arşınladık. Herkes o kadar güleç yüzlü o kadar sevecen ve cana yakın ki, nereye geldik ulan dedik. Kesin ip var bir yerlerde. Şimdi birisi gelip ipi çekecek ve tüm dekor başımıza çökecek! Bakındık, sadece köpekler ve kediler var. Buranın hayvanları da insanları gibi. Kedi, köpek, martı, karga, serçe aynı yerde volta atıyorlar. hiçbiri de diğerinin voltasını kesmiyor ha! Yoksa kan çıkar. Hala ses yok ipin ucundaki VARLIKTAN! Demek gerçekmiş! Koşup denizin yanındaki balıkçıların arasındaki kahveye oturduk. Tavla çay derken yandaki adamlara kulak kesildik. Rumca bir şeyler konuşuyorlar, Rum Türkçesi ile gülüyor eğleniyor! Balıktan dönen balıkçılar kayıklarının baş iplerini bağlayıp karaya zıplıyor. Ulan, her şey o kadar Sait Faik ki, bir yerlerden “hişt hişt” sesi bekliyor insan! Sonra ilk kafilemizi karşıladık. Biz kahvaltı yaparuk diye beklerken bizim koçmarlar Kadıköy’de yemişler de gelmişler! Saol karşim dediler. Açız yahu! i.hizliresim.com/v6nnXR.jpg drive.google.com/...0_Trqb-OIH2e... İlk grubumuzu şatomuzun uygun bir odasına yerleştirdik. Sonra ikinci kafile de geldi. Onları da aldık. Her karşıladığımız kafile ile resimler çekindik. Herkesi Sait Faik ile beraber karşıladık yannış olmasın! i.hizliresim.com/k9nnE7.jpg Günü son misafiri henüz yoldayken, hep berbaer ilkin adayı turladık, Kalpazankaya’ya gidip resimler çekindik. Yanımızda bize yoldaşlık yapan, Fırat’ın “Yoldaş” adını verdiği ihtiyar köpek bizimle yürüdü. O mahallenin köpeklerine kafa tuttu. Biz varız ya yanında, hey gidim hey! Bu ekibi kim yanında bulsa dünyaya kafa atar be! i.hizliresim.com/oXrr6k.jpg drive.google.com/...2bMgCsYvzIHT... Dönüş yolunda atlara selam verdik, son misafirimizin geldiğini öğrendik. drive.google.com/...6itltXEC9Q7_... Onu da karşıladık ve ekip tamamlandı. Posterimizi meyhane tadındaki restoranın duvarına astık. i.hizliresim.com/dvkkZQ.jpg Akşam yemekleri yendi. Mahir bize kısa bir saz resitali verdi. Yemeğin peşine meşhur TANIŞMA OYUNUMUZU oynadık. i.hizliresim.com/qdPPJD.jpg Herkes isimlerimiz akılda kalıcı olsun diye adımızın ilk harfi ile başlayan bir sıfat ekledi. Misal Yoblomov Yasin Sevgili Saltanat Ayçanna Ayça (Polyannadan) Eğlenceli Elif Tulum Tamer Farkında Olmayan Fırat Mavi Mahir Egeli Esra Neşeli Nevin Canavar Canan Erdemli Erdal Zıpır Zeynep Sonra geldik en civcivli yerlere. HEHEHHEEE.. Davullar çalınsın, martiniler patlasın, yarışmalar başlasın! İlk günü yarışması Sait Faik Bilgi Yarışması Öncesinde herkese özene bezene hazırladığımız rozetleri dağıttık. Yakamıza taktık. Artık hazırdık. i.hizliresim.com/4jbb00.jpg Grup üyelerini ise kura usulü kumar eşliğinde belirledik. Fesat falan olmadı ama, 1 ler 1 ile 2 ler 2 ler ile vs vs :D Her bir gruptan kendini tanıtan bir isim belirlemesini istedik. Niye mi istedik :) Ortaklık oluşsun tek yurek olsunlar. Tek yürek tek ruh tek emel! Ödülü kazanmak! :) Yarışmamızdaki grupların isimleri şöyle; Mavi Canavar (Mahir - Canan) Sevgi Erdemdir ( Erdal - Saltanat) Beyaz Martı ( Ayça - Esra) Neşeli Hayatlar (Zeynep - Mustafa) Neşeli Farkında Olmayanlar (Fırat - Nevin) i.hizliresim.com/grZZq2.jpg i.hizliresim.com/jgVV8J.jpg Bu oyunda gruplar ter attılar ama finalde herkes çok mutluydu ve bilgiler edinmişti. Bu yarışmanın kazananları: “Mavi Canavar” düşünceli adam Primadonna i.hizliresim.com/zjrraD.jpg Gece saat ilerleyince, kasada uyuklayan görevlinin horlama sesi ile bu geceyi bitirmemiz gerektiğini anladık ve herkes 1000 odalı sarayımızdaki odalarına çekildi. 2. Gün - Cumartesi Adımıza düzenlenen şaşalı ve bir o kadar da cikcikli kahvaltı seramonisinden sonra Sait Faik’in evine gittik. i.hizliresim.com/V9vvBZ.jpg i.hizliresim.com/BaDDzg.jpg Evvela müzeye çevrilen evini gezdik. Eşyalar, anılar, resimler, kitaplar aman Allahım! Ne kadar çok anı. Her birini inceledik fotoğraflar çektik. Elif resimler ve eşyalar hakkında bilgilendirmeler yaptı, magazinin de dibine vurduk (ZALIMIN GIZI LEYLA da vardı o evde -_-) i.hizliresim.com/oXrrOk.jpg i.hizliresim.com/7aMMBY.jpg Öykülerin çıktığı masa i.hizliresim.com/Ll11Dj.jpg i.hizliresim.com/ZX77Xa.jpg i.hizliresim.com/MVLLDN.jpg drive.google.com/...GbdVO05ezKWn... Neyse sonracığıma bahçedeki banklara oturup “Şimdi Sevişme Vakti” kitabından şiirler okuduk, yandaki evin kapısında asılı olan rüzgar çanları bize melodi sağladı sağolsun. Kediler de dinlemeye geldi bizi. Sonra Sait’in de en sevdiği “Kamelyalı Mezar” öyküsünü okuyup üzerine kısa bir konuşma yaptık. Öyküyü okuyan Elif’in eşsiz yorumuyla öykü daha farklı bir hal aldı. Sesli duyunca başka oluyormuş yahu! i.hizliresim.com/Ll11bj.jpg i.hizliresim.com/bVJJ68.jpg i.hizliresim.com/zjrrMY.jpg i.hizliresim.com/pbBBn0.jpg drive.google.com/...4WsRtqVS2rgB... Neyse oradan voltamızı alınca soluğu sahildeki balıkçı kahvehanelerinin olduğu yerde aldık. Bize bir masa Yanakimu ama çay kahve olsun dedik. Zira demlenmenin sırası değil. Neden mi? Genel kültür bilgi yarışmamız var ayol! Ayık olmamız lazım ayıküyün mü Yanakimu! Yine aynı gruplar vardı, eleman değişikliğine gitmedi kimse. Yaşayın pilavdan dönenin kaşığı kırısasıcalar cemiyetine gönül veren ve gönül verenleri koruyanlar DERNEĞİ! Bu turda sorularımız daha zorlayıcıydı. Her şeyi sorduk yahu! Bilinen ilk kadın şair kim dedik messsseeeelaaa! Sappho idi. Bilenler oldu ne habeeer ! Daha nice nice sorular vardı. Yine kafa kafaya verildi, pilanlar pirojeler yapıldı, kopyalar çekildi, kardeşlik ve dayanışma örnekleri sergilendi, ortadoğuda haritalar yeniden çizildi ve kartlar yeniden dağıtıldı. Türevler ve eş yönlü parçacık hüzmeleri fizik hesaplamarı derken çok harıl harıl bir yarışma oldu. Yine bilgilendik, öğrendik eğlendik hamdolsun. Ve kazananlar; Neşeli Hayatlar mustafa tamer akder Zeynep timur Sonra yuvamıza döndük saz söz zamanı! i.hizliresim.com/NnrrpP.jpg drive.google.com/...IEvLh4jvMnnA... Türküler çığırdık. Gelen diğer konuklar garip garip baktılar, hatta bir çift vardı, kızcağız rahatsız oldu ellaaam kalktılar gittiler. PEH! Neyse Mahir çaldı söyledik bir ara halay ve lambada yöresel oyunları oynandı. Derken çaylar geldi bir ara sazı elime alıp “İNCE MEMED” çaldım :D peşine bir iki türkü derken Bitirdik ve “Medarı Maişet Motoru” adı altında Sait’in tüm kitaplarının atölyesine başladık. Önce müziğimizi dinledik, buyrun: youtu.be/-86eFjjr0AM Gözler kapandı kepenkler indirildi, herkes okuduklarını, gezdiklerini, gördüklerini, müzedeki anıları düşünerek kendini müziğin kollarına bıraktı. Dap dap dap daba daba dap daba daba dap…... i.hizliresim.com/oXrrRQ.jpg i.hizliresim.com/Ov77pP.jpg i.hizliresim.com/DY44vl.jpg i.hizliresim.com/V9vvMr.jpg Müzik bitti ve ortadaki duygu kartlarından seçtik keyfimize göre. Can bizim düş bizim ellere nesi? Herkes seçtiği kartlara dair hislerini anlattı, kitaba bağladı. Konuştuk Medarı Maişet motorunu irdeledik, oradan Sait’in kişiliği, hayatındaki insanlar, annesi, manitaları meyhaneleri neler neler. Sonunda Sait’in aslında yapayalnız olduğuna biz de karar kıldık. Anlattığı öykülerde kendinde eksik olan sevilme duygusunu işlediğini düşündük. Adam o kadar sevgi dolu bakıyor dünyaya, insanlara ve canlılara ama gel gelelim, bu sevginin zerre kadarını kimseden göremiyor, annesi dahil :( Ne sevdiği kadınlar onu seviyor ne de gönlünce bir mutluluk yaşayabiliyor. Kendi dünyasında kendi çalıp kendi oynuyor neticede. Zaten daha sonra hayatına bolca alkolün etkisi bodoslama çarpıyor. Nitekim Nazım’ın şu sözleri olayı çok acı şekilde özetliyor: “1955’te Budapeşte Radyosu’nda yaptığı “Edebiyat Konuşmaları”nın on yedincisinde ise şöyle dedi : “Ben Sait Faik’i çok severim. Bizim büyük hikâyecilerimizden biridir. Büyük hikâyeci, büyük şair. Bazen bedbindir, bazen ümitsizliğe kapılır. Fakat çok namuslu insan, memleketini çok seven insan… Ve belki de bedbinliği, ümitsizliği çıkar yol görmemesinden ileri geliyor. Halbuki çıkar yol var tabii. Velhasıl büyük bir hikâyeci, büyük bir şair.” Nâzım Hikmet 1961’de yazdığı ünlü “Saman Sarısı” adlı şiirinde Sait Faik’le arkadaşlık ettiği günleri şöyle anar : Kalamış’ta Balıkçının Meyhanesi’ne girdim ve Sait Faik’le tatlı tatlı konuşuyorduk ben hapisten çıkalı bir ay olmuştu onun karaciğeri sancılar içindeydi ve dünya güzeldi. [A’dan Z’ye Nâzım Hikmet] “Yazık! Rakı kadehinde, cidden değerli bir sanatkarı daha kaybediyoruz.” Ahan da şiir, buyrun okuyun :/ siir.gen.tr/...met/saman_sa... Neyse hüzün bulutlarını kovalayalım. Atölyemizin ikinci kısmında, Sait’in “tüm kitapları”ndan seçtiğimiz alıntılar arasından paşa gönlümüze göre istediklerimizi seçtik. Bir diğer kart grubumuzdaki kartlardan ( bu kartlarda abidik kubidik tivist kıvamında manalı ve civcivli ve beyin çalıştıran cinsten resimler var) seçtik, alıntılarımız ile iliştirdik ve konuştuk anam konuştuk. Çenemizin yayı gevşedi çaylar kahveyle balla sütle yağladık. Bizdeki Sait Faik kitaplarını umuma açtık alın üleyyyyn dedik okuyun okutun :))) Medarı Maişet’in masaya yatmış canlı bedeni üzerindeki kesi, biçki, dikiş, nakış işlemlerinin bitmesinin ardından, şimdiki istikameeeeeet BARBA YANİ MEYHANESİ! Yani Sait’in takıldığı meyhane. Gittik Sait’in içtiği “Klüp Rakı”sından sipariş ettik: Bize bir masa ayır Yanakimu Kamp ekibimiz için! Bir masa. Üstü çiçeksiz Örtüsü mavi kareli bezlerden Rakısı Klüpten Hem hülyadan. Mahir bağlama çalsın Siyaha çalar parmaklarıyla Güftesi telli türküler ve havalar Adi havalar. Meyhane acı zeytinyağı koksun Sen hoşnut ol Yanakimu. (Şiire iğfal ederek bir kuple sundum af ola :S ) Neyse masalar donatıldı, kadehler dolduuuuu Sait Faik’e kadeh kaldırdık. i.hizliresim.com/MVLL81.jpg i.hizliresim.com/y6LLJk.jpg i.hizliresim.com/8aDD5n.jpg drive.google.com/...oUMO6usTb3Lc... Genizden akıtılsın rakılar, kadehlere gömülsün elemler, kollar kalksın Angara’nın Bağları çalsın, tayyare pilotları piste dalsın. Bebeleri alın dostlar, bizim pilotlar dümensiz! Mekanda sadece biz kaldık. Verdik müziğin halayın misketin rakının gözüne gözüne. drive.google.com/...hHTKHvbVvlsF... drive.google.com/...SFX9UtTBvyAn... drive.google.com/...mpGnDJfTLETq... drive.google.com/...qX6N1KJykhUk... drive.google.com/...rA-8gAwx_YnY... drive.google.com/...hXkCPhYhXMpR... drive.google.com/...W_Ymwv8g0xYN... Şiirler okuduk sıra sıra, türküler söyledik. Hele Fırat’ın okuduğu bir şiir var kiiiiii buraya koymazsam iki gözüm önüme aksın, yüreğim kurusun! antoloji.com/avanak-ii-siiri Nazımdan, Can babadan, Sabodan, Sait Faik’ten… kimleeeeerden kimlerden, hey gidim! Teyyarelerimize son mazutları çektikten sonra şatomuza doğru kanat açtık, yoldaki kedilere köpeklere selamlar vererek bulduk yolumuzu. Kafalar güzel ve biz çok güselis! Sait gibi aylak aylak dolandık, Rum meyhanesine takıldık, balıkçıları izledik…. drive.google.com/...6LL0lrIVGSft... bir kaç ipsiz sapsızzerhojjjjjj drive.google.com/...H-WKq4KRWlRz... Herkes yattı ama biz 3 kişiydik. Erdal, Mahir, Ben(Yoblomov). Acı eşiği daha yüksek dozdaki türküler okuduk, çaldık. Benim pilot zamanlarda hep yaptığım gibi “Şarkışla”yı çaldım, hüzünlendim gene. Neyse geç oldu daaaaa, hadi yatış kampanaları çalsın! Atlarımız ahıra bağlayıp yüksek şatodaki odalara dağıldık! Yarın güzel pırıl pırıl bir sabaha uyanacaktık ve bir sürprizimiz vardı! Ne mi? Görelim. 3. Gün Pazar Bugün büyük sürpriz vardı. Sait Faik’in duygusal dünyasını kendi süzgecinde harmanlayan ve “Benden Hikayesi” adlı belgesele imza atan genç ve dinamik yönetmen Onur Barış ve yoldaşı-eşi Merve Barış’ı misafir ettik. Onları da Sait ile birlikte karşıladık ve şatomuza, film gösterimi yapacağımız büyük salona geldik. Evet, bu çekilen film için biz kampçılara ve Sait Faik severlere özel bir gösterim için geldi bu dostlar! Teşkılatı sinemayiyeyi kurduk ( apollür, bilgisayar vs vs) ve yönetmen bastı motor’a. Perdeler kapandı çaylar dağıtıldı, çokokremler püsküütler ve bilimum kraker çerez masalara neşredildi. Hep beraber filmi izledik. 3 gün boyunca kafamızda şekillenen Sait ile filmdeki Sait’i karşılaştırdık. i.hizliresim.com/bVJJrV.jpg i.hizliresim.com/Rroop7.jpg i.hizliresim.com/bVJJGd.jpg i.hizliresim.com/k9nnnv.jpg i.hizliresim.com/5aMMaR.jpg Film ile ilgili linkler buyrunuz: Takip ediniz ki geride kalmayınız :D instagram.com/bendenhikayesifilm babasahne.com/...benden-hikay... youtu.be/gDYSY0VuvIM youtu.be/kPGdE7IoIKA youtu.be/uOIJOG2x_14 youtu.be/onlVmTwnaEk Film bitti alkışlar gözyaşları salyalar sümükler… Onur ve Merve bu güzel emeklerinin neticesinde duygularına hakim olamadı, hangimiz olduk allaaasen! Birer sigara arası istedik, gözyaşlarımızı Burgaz’ın bulutlarına akıttık da gerisin geri içeri girdik. Sonra film üzerine konuştuk tartıştık, laf. Onur çekim sürecini, maceralarını, anılarını ve Ara Güler’i anlattı bize. Laf lafı açtı derken özene bezene hazırladığımız “Edebiyat Tabusu” adlı süper oyunumuzu oynadık hep beraber. Kendimiz hazırladık haaaa öyle çakçikilerden almadık! Yüzde 10’un üzerinde efor göstererek hazırladığımız tabu kartlarını anlatırken çok ama çok eğlendik. Neyse, zaman ilerledi, atlarımızı yemini suyunu verdik. Artık adadan ayrılma vakti geldi. Herkeste bir tatlı hüzün vardı. İlk gün bizi karşılayan kediler, cırtlak çeneli martılar, kargalar köpekler uğurladı. Vapurumuz geldi bindik. Yol boyunca sallandı vapur. Sait mi yapıyordu bu piçliği bilmem ki? Kesin geldiğimize sevinmiştir. Belki aramızda olsaydı o 3 gün boyunca, çok iyi anlaşabilir, içebilir, gezebilir, martı yumurtası çalabilir, kamelyalı mezarda rakı tokuşturabilirdik ve bize öykü anlatabilirdi. Erik dalına halaya bile katılırdı kim bilir? Bizden ala aylak mı var ayol! Dönüş- pazar öğle sonu i.hizliresim.com/dvkkND.jpg i.hizliresim.com/mM1112.jpg Demiştim ya, Kadıköy’e ayak basar basmaz, sudan çıkmış balıklar gibi emcükledik havayı. Nefes alamadık, zira zordu buranın havası. İnsanları, hayvanları bile bir sonsuz telaşe içindeydi. Martılar birer sırtlan gibi! O zaman anladık işte yapayalnız bir insan nasıl yaşar burada? Yaşayabilir mi ya da? Hele de adada yaşadıktan sonra? Sait, işte o adam Sait. Kalabalıkta parlayan bir balıkgöz, çingene bacaklı. Yalnızlar içinde bir yalnız, hatta yapayalnız. Sonra herkesle sarıldık kucaklaştık güzel dostluklar bağlar kurduk ve köylerimize dağıldık. Yine bir kamp sonrası iletisinde hüzünlendik iyi mi! Neyse gidiyorsak şayet, gelmek içindir bilader. Bu kamp süresince bizden dostluklarını ve samimiyetlerini esirgemeyen, angaranın bağlarını ve erik dalının gevrek olanını bizlerle paylaşan dostlara sonsuz teşekkürler ediyoruz. Yarışmaların kazananlarına hediyeleri postalandı. Gözünüz postacıları kollasın! Ne diyelim ki daha başka. Ayrıca son kampımızda kadın sayısının fazlalığından ötürü ekstra kıvanç içindeyiz efenim. Esen kalınız can evinizden öperiz. Qüsel insanlar eqlesin :D drive.google.com/...8S3QaeMGbUPo... Bizi takip edebileceğiniz adres: instagram.com/donkisotkampcilari Bu da kardeş sayfamız; instagram.com/birdusunardindan
·
674 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.