"Insanın kendisini, tüm varlığını kelimelere teslim edip anlatamaması ne kötü, teslim edebilse insan kendini tamamen savunabilir ya da tamamen imha olur." . . Kafka'nın bu eserini okumak için yanıp tutuşuyordum. Bu zamana kadar okuduğum mektuplar içerisinde en sevdiğim kitap bu oldu. Uzun vadede okurum sanmıştım ama mektuplar birbiri ardına aktı gitti. . . Kafka ve Milena'nın arkadaşlığı mektuplar sayesinde ilerleyen zamanlarda tutkulu bir ilişkiye dönüşüyor. Fakat Milena evlidir, Kafka ise sözlüdür. Ikisi de bu durumdan hoşnut değil aslında. Ne Milena kocasını seviyor ne de Kafka sözlüsüne tutku ile bağlı. Bir müddet sonra Kafka sözlüsünden ayrılıyor fakat Milena bir türlü mutsuz olan evliliğini bitirmiyor. Bu durumu epey düşündüm açıkçası. Madem bu kadar seviyorsun niye boşanmadın ki? Neyse elbet geçerli sebepleri vardır. . . Mektuplar ilk başlarda neredeyse her gün yazılmış ama sonlara doğru yavaş yavaş azalıyor. Kafka'nın ağırlaşan hastalığı yüzünden mi böyle oluyor yoksa Milena boşanmadı diye mi orasını bilemiyorum artık. . . Bu kitabı okumak benim için zevk verici oldu. Hele de yayınevinin baskısı çok hoşuma gitti. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

Milena’ya MektuplarFranz Kafka · Olimpos Yayınları · 201954.9k okunma

·

7 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Meltem Parlak Aydın