Zamanımızda politika mücadelelerine karışmış olan herkes, şu müşahedeyi muhakkak yapmıştır: Hususi hayatta terbiye ve dürüstlüklerinden hiçbir zaman şüphe edilmemiş olan parti adamları, bu gibi mücadelelere girişir girişmez, umumiyetle saygı gösterdikleri şeref, edep ve ahlak kaidelerinden kendilerini sıyrılmış addederler; "salus publica suprema lex" prensibini gülünç bir şekilde ifrata vardırarak buna istinaden söz ve davranışlarında adilik ve kabalık göstermelerini haklı çıkartırlar; siyaset ve din mücadeleleri dışında bunlardan kendilerinin de iğrenecekleri şüphesizdir.