Gönderi

Kariye ve Tekfur Sarayı Müzelerine Dair
Sur içinde kurulmuş bir semt olan Kocamustafapaşa’da dünyaya gelmiş olmaktan dolayı mıdır bilemiyorum, İstanbul’un sur içi her daim farklı görünmüştür gözüme. Her köşe başında karşımıza çıkan yatırlar, tarihî çeşmeler, sur kalıntıları, tarihî camiler her daim çocukluğumun İstanbul’unu hatırlatır bana. Evimiz; Belgratkapı, Silivrikapı ve Yedikule surlarına yürüme mesafesindeydi. Ara sokaklarda karşımıza çıkan iki katlı ahşap evler, çirkin yapılaşmaya rağmen bozulmayan mahalle havası da çocukluğumdan bana kalan birkaç anıdan biridir bu bağlamda. Edirnekapı’daki Kariye Müzesi’ne giderken de çocukluğumun mahallesine dönmüş gibi oldum. Çınar, çitlembik, manolya, at kestanesi, ceviz gibi ulu ağaçlarla gölgelenmiş dar sokaklardaki şirin evler, Kariye Müzesi’nin tarihî yapısına eşlik eden vefalı dostlar gibi yanıbaşında bekleşiyorlardı. Hava güzeldi, tatlı bir sonbahar rüzgarı yolculuğuma eşlik ediyordu ve sokaklar da kaybolmak için beni çağırıyordu. Yazının devamı için: hercaiokumalar.wordpress.com/2019/10/04/siir...
··
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.