Birkaç sokak ötede demişlerdi, bakkaldan sağa döneceksin, yokuştan yukarı çıkınca köşedeki çınar ağacının arkasında görürsün... Gittim baktım ne kadarda yaşlanmıştı çınar ağacı, dalındaki kuş yuvası bile çürümüştü adeta, yinede buldum ve içeri girdim tozlanmış tahtaları, delinmiş, ki muhtemelen tahta kuruları kemirmiş, pencere kenarları açılmış, camlar buğulu kirden, yağan her yağmurun ve karın kalıntısı var. Şöyle bir gezdim etrafı, eskiden bahçede ne güzel güller varmış, gözümün önüne geldi bir an, bir an kokusunu duydum sanki, ne çok şeyin anısı kalmış, izi kalmış. Koca bir ömrün mezarlığı olmuş bu yaşlı soluğu kesilmiş ev. Şimdi üzerine atılan ölü toprağına sadık, öylece yeniden dirileceği günü bekliyor. Bazen bu ev gibi ruhumda dirilmek istiyor yeniden, ama onca yaşanmışlığın izlerini silerek...(Ö. Y. Ç)