Rasim Özdenören'in okuduğum ilk kitabıydı ve duydum ki yazmış olduğu tek romanmış. Üslubu akıcı, seni içine alıyor ve kendine has anlatımı. Okumak isterim bundan sonra kendisini İnşaallah..
Kitabın konusuna gelince insanımızın belki en acı gerçeklerine iki ayrı hikaye üzerinden değinmiş yazar. Batının inanç, kültür ve yaşayımız üzerindeki tahrip edici etkilerini gözlerimize sokarcasına aktarıyor bizlere;
inançlarından kopuk yaşayan bir millete uyanın dercesine.. Bediüzzaman'ın tabiriyle şu 'perişan dünya hayatı'ndan mutluluk umarak doymak bilmeyen ve bitip tükenmeyen sonsuz nefsî istek ve şikayetlerimiz içinde boğuşurken sabırsız ve şükürsüz; hakiki mutlulugu vaadeden ve yaşama gayemizi haber eden dinimizden uzakta, köklerimizden uzakta yasamaya çabalarken biz; diyor ki Özdenören, uyanın gaflet uykusundan ve bakın şu bozulup gideduran düzen içersinde hala gül yetiştirmeye devam eden o adamlara. Hani şöyle denir onlar adına "kıyıda köşede gül getiştiren üc beş adam vardı. Tuhaf insanlar". Aslında bozulmamış insanlardı onlar. Sahi nerede onlar? Hadi şimdi biraz kulak verelim o gül yetiştiren adamlara:
"İçinizdeki islamı gösterin çünkü İslam sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir. İslam açık. İman kalbdedir, İslam zahirde. İslam şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister."
Ve öyle ki "neyin şartlarını yerine getiriyorsanız onunla pekişiyorsunuz" diyor İsmet Özel.
Bu şuurla güzel okumalar dilerim..