Gönderi

Asker gibi genç ve mevzun adımlarla büfeden ayrıldı. “Orkestra şefine: “— San zeybek... diye haykırdı ve anında Ödemiş ve Aydın efelerini de hayran edecek bir zeybeğin kahraman figürlerini icraya başladı. Bu bir kahramanlık âyini İdi. Tıbbın derin üstatlarından: “ ‘Rejime riayet ederse nihayet dokuz ay yaşayabilir, bir yıl yaşaması için bir mucize bile kâfi gelmez’ teşhisini alan ve bunu bilen bir adam, dizlerini yere vura vura zeybek oynuyordu. Bu, ölüme meydan okumak demekti... “Saray erkânı bu vaziyete korkarak bakıyorlardı. Yine o anda onun, bu teessürde bir merhamet sezmiş ve kızmış gibi, raksına bir kat daha şiddet verdiği görüldü. Tahtaya vuran dizlerinden çıkan sesler, kafesinden kurtulmak isteyen bir aslanın kükreyişini andırıyordu... “Orkestra, zeybeğin son notalarını bitirince, kadınlar ve erkekler, göstermemek için İpekli mendillerini acele acele gözlerine bastırırlarken Atatürk, ağız dolusu bir kahkaha attı... ”
Sayfa 557
·
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.