Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Proust'u anlamak için önce onun mektuplarını okumak istedim. Bana mektupların içinde seslenmesini, ben böyle biriyim beni mektuplarımın içinden anla bakalım beni anlayacak mısın? demesini istedim. Ve mektupların içinden onu bulmak istedim. Proust, bir çok kişinin hayatını değiştiren bu yazar bende ne etki bıraktı diye soracaksanız sadece mektuplarında bile kelimeleri inci dizer gibi dizmesine bayıldım. Duygularını anlatırken sanki yazması gerektiğini hani yazmasa o olamayacağını bilerek yazmış Prenses Soutzo'ya mektuplarını. Bir de çok hassas duyarlı biri olduğunu anladım. Sevdiklerine zarar gelmesinden korkan biri. Hatta bazı satırlarda ince ayrıntılara dikkat eden biri olduğunu anladım. Belki de bu yüzden betimlemeleri ustalıkla okuyucusuna aktarabilmiştir. Bir de okuduğumda fark ettiğim şey yorgun olduğu. Bu yorgunluk bedenine ruhsal olarak işliyor. Yataktan kalkmak istemiyor ve yorgunluğun ruhunu işgal etmesini istiyor gibi geldi bana. Yorgulukla acı çekmek istiyor sanki kendini acının içine atmak istiyor. Bu mektuplar 1917-1922 arasında yazıldığı için Proust'un yaşadığı dönemde Birinci Dünya Savaş'ının olması (1914-1918) onu ruhen etkilemiştir. Prenses'e yazdığı mektuplardan birinde: "Ne yazık ki savaşı o kadar bütünüyle özümsedim ki onu bir kenara ayıramıyorum, bana esinlendirdiği umut ve korkulardan artık bahsedemiyorum, çok derinden hissedilen duygulardan konuşamıyorsunuz, onları kendinizden ayıramıyorsunuz. Savaş benim için (kelimenin felsefi anlamıyla) bir nesneden çok, benimle nesneler arasına giren bir töz. Savaşta görüyorum, Tanrı'da sever gibi. (Başka bir şeyden konuşurken, hatta uyurken hissetmeye devam ettiğiniz o sinir ağrılarını bilirsiniz.) Topa tüfeğe ya da bombardıman uçaklarına gelince, bunları bir an bile düşünmediğimi itiraf edeceğim; ben çok daha az tehlikeli şeylerden korkarım - mesela fareden- ama bombardımanlardan korkmayıp bodrumdaki sığınağın yolunu hala bilmezken (diğer kiracıların bende bağışlamadıkları bir şey), korkuyormuş gibi davranmam yapmacıklık olur." "Le Gaulois özellikle bir dükün ölümünden üzüntüye kapılacaktır ama ben herkesin ölümüne ağlıyorum, tanımadığım insanlarınkine bile. Bu savaşın bize kattığı bir duygu, her gün dehşet verici o tedirginliği yaşaya yaşaya, tanımadığımız insanlar için bize acı çektiren duygu." Kelimeler onun için hayat gibi hissettirdi bana. Mektuplarından anladığım kadarıyla dakik birisi. Her şey zamanında her şey olması gerektiği gibi olmalı. Belki de Kayıp Zamanın İzinde serisini dakikliği nedeniyle yazmış olabilir. Okusam iyi olacak dediğim bir seri oldu. Hatta bu kitap sayesinde Proust ile tanışmış oldum ve başlangıç için uygun olduğunu düşünüyorum. Eğer Proust'un kitaplarını okumak istiyorsanız ama hangi kitabından başlayacağınızı bilemiyorsanız onun yazdığı mektupları okuyabilirsiniz.
Prenses'e Mektuplar
Prenses'e MektuplarMarcel Proust · Kırmızı Kedi Yayınları · 2018194 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.