Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

More fundamentally, the brain draws us in because it defines who we are. It is much more than just a machine to think with. Hippocrates, the father of Western medicine, recognized this long ago: ‘Men ought to know that from nothing else but the brain come joys, delights, laughter and jests, and sorrows, griefs, despondency and lamentations.’ More recently Francis Crick – one of the major biologists of our time (see the biography) – echoed the same idea: ‘You, your joys and your sorrows, your memories and your ambitions, your sense of personal identity and free will, are in fact no more than the behaviour of a vast assembly of nerve cells and their associated molecules.’ And, perhaps less controversially, but just as important, the brain is also responsible for the way we perceive the world and how we behave within it. So to understand the brain is to understand our own selves and our place in society and in nature. Çeviri:Daha temelde, beyin bizi içine çeker, çünkü kim olduğumuzu tanımlar. Düşünülmesi gereken bir makineden çok daha fazlası. Batı tıbbının babası Hipokrat, bunu çok uzun zaman önce kabul etti: “Erkekler, beynin neşe, zevk, gülüş ve neşe, hüzün, keder, umutsuzluk ve saçmalıklardan başka bir şeyden geldiğini bilmeliler.” Daha yakın zamanda Francis Crick - bir tane zamanımızın en önemli biyologlarından biri (biyografiye bakınız) - aynı fikri tekrarladı: 'Siz, eğlenceleriniz ve üzüntüleriniz, anılarınız ve tutkularınız, kişisel kimliğiniz ve özgür irademiz, aslında davranıştan başka bir şey değil Beyin sinir hücrelerinin ve bunlarla ilişkili moleküllerin çok geniş bir düzeneği. ”Ve belki de daha az tartışmalı, ama aynı derecede önemli, beyin aynı zamanda dünyayı algılayış biçimimizden ve onun içindeki davranış biçimimizden de sorumlu. Böylece beyni anlamak, kendi kendimizi, toplumdaki ve doğadaki yerimizi anlamaktır.
··
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.