Düşünce organize kavramlarla sağlanır. "Su içmeliyim" diye düşünmek için hem "su" kavramını hem de "içmek" eylemini tanımlayabilmek gerekir. kelimeler olmadan da su içerdi insanlar ama daha içgüdüsel yaklaşırlardı olaya.. Susayınca doğal olarak su kaynağına yönelmek gibi.
Dolayısıyla düşüncenin temelinde kelimelerin organizasyonu yatmaktadır ve her düşünce için kafamızda cümleler kelimeler akar durur. Reşit Bey'İn de anımsattığı gibi bunu insan dil ve sestelleriyle sese dökmezse ya da dökse bile iletişim kurmak için karşısında başka biri bulunmuyorsa bu monologdur.
Sorunuz, insan neden iletişim kurar ise şayet, iletişim kurmak sadece kelimelerle de olmaz ya da sadece insanların tekelinde de değildir.
İnsan neden iletişim kurar? Bunun için yapılmış çalışmalar var ve aklımda en çok kalan tez, iletişimin de temelinin bebeklerin dil öğrenimi gibi olduğu yönündedir. yani asıl amaç ihtiyaçlarımızı söylemek için kullanmışız, açlık, susuzluk vs gibi. (Tabi bebeklerin ilk kelimesinin anne, baba olmasını da iyi değerlendirmek gerekir:))
Ama tabi kelimeler geliştikçe düşünceler gelişti, yeni kavramlar ortaya çıktı ve bu yeni kelimeler yarattı. Ve günün sonunda da insanlar ihtiyaçlar dışındaki duyguları aktarmak, bilgi üretmek ve paylaşmak, hatta sosyolojinin temeli olan dedikodu yapmak için de konuşur oldu.
Hayvanlar ise hayatta kalmak için konuşur. "Konuşur" diyorum, çünkü çıkardıkları sesler, tahminimizden çok daha komplike. Hayvanlardan Tanrılara: Homosapiens kitabında geçen bir bölümde maymunların "dikkat aslan geliyor" ve "dikkat kartal geliyor" ayrımını konuşmalarında yapabildikleri sonucuna varılmış.
Sorunuza cevap verebildim mi bilmiyorum ama sanırım yazı yazmayı seviyorum :)