1960’larda bir üniversitede yer alan öğrenci ayaklanmalarını ele alan Zenci Fabrikası kitabını okudum. “The revolution will not be televised.” cümlesiyle ünlü yazarın okuduğum ilk kitabı oldu bu eser. Dinamik ve akıcı bir yazım tarzı var. Amerikan Edebiyat’ındaki en sık rastlanan konulardan biri olan siyahilerin yaşadığı ayrımcılığı üniversite öğrencilerinin gözünden anlatmış yazar. Ama günümüzde ülkemizdeki üniversitelerde bile görülen ‘kötü yemek, kısıtlı sosyal imkanlar, yetersiz ve öğrencilerin fikirlerine önem vermeyen yönetici ve hocalar, barınma sıkıntısı’ gibi problemelere karşı öğrencilerin çözüm bulma arayışlarını okuma açısından da çok faydalı bir kitap oldu gözümde. Olayların nasıl son bulduğunu daha detaylı ele almasını beklerdim ama sanırım bunu gerçek tarih bilgilerimizle yorumlayabileceğimize güvenmiş yazar. Kitabın çevirisinde ise otantiklik korunamamış ve bazı yerlerde anlamı yanlış aktaran yorumlar yapılmış hissine kapıldım