Gönderi

Ay Işığı
Çocukluk çağından beri kendisine, özcanının neyi özlediğini bulma fırsatı vermemişlerdi. Şunu yapmayacaksın, bunu yapmayacaksın diye vırvır edip durmuşlar, adam ediyoruz diye sevmediğini severmiş, saymadığını sayarmış gibi görünmek zorunda bulunduğunu tokat ve tekmeyle öğretmeye kalkışmışlardı. Şimdiyse, gözü bağlı dolap beygiri gibi, her günkü hayatının daracık devrinin, ölünceye kadar dönüp duracağını kendisine söylüyorlardı. Çevireceği dolap da evceğizinden, kulübeciğizindne ve ocakçağızından ibaretti. Ona, "Bu çok terbiyeli ve haysiyetli bir dolaptır" diyorlardı. Oysa, karayağız kız, böyle dolaba koşulacak küheylanlardan mıydı?
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.