Yalan değil başladığımda,"sanki diğer kitabın üzerine bu sıkacak" diye düşünmüştüm ama son sayfalar nasıl bi girdap oldu, ben o girdapda nasıl kayboldum anlamadım..
Bir parti sırasında kaçırılan iki kızın hikayesini anlatsa da bazen tek bir karakter üzerinden yürüyerek ilerleyen bir kitap olduğu hissine varıyorsunuz ama sayfalar aktıkça olayların seyri değişiyor ve siz de kendinizi kaybediyorsunuz..
Megan,geleceği parlak,her türlü iyi organizasyonun gözbebeği,hayatı prensesler gibi geçmiş şanslı kız..
Nicole asi,isyankar, önemsenmek ve farkedilmek için çabalaması gereken,kendini gösterebilmek için saçmalamakta sakınca görmeyen yalnızlardan..
Ve Livia..o bir adli tıp uzmanı ve mesleğinde uzmanlaşmasının tek amacı bir gün kız kardeşinin cesedi masasına getirilirse ailesinin aradığı cevapları onlara verebilmek ve kardeşine ne olduğunu öğrenmek..
Megan ve Nicole bir akşam kaçırılıyor ve Megan bir gece ansızın çıkıp geliyor ama Nicole tüm aramalara rağmen bulunamıyor..E tabiiisi Nicole bulunamadıkça heyecan tırmanıyor ve acaba acaba derken arama çalışmalarına sizde dahil oluyorsunuz..
Yazarın dilinden bahsetmeye gerek bile yok,oldukça akıcı,yalın ve kurgu çok başarılı olmuş..
Siz Nicole nerde?,Megan TSSB(travma sonrası stres bozukluğu)'yi atlatabilecek mi?, Megan'i kim kaçırdı?, Diğer kaçırılan kızlarla bağlantısı var mi? sorularına cevap ararken emin olun kitabın devamı gelecek..her ne kadar polisiye gerilim olsa da gerilim düzeyi düşük,polisiye seviyesi yüksek bir kitap olmuş..ters köşe kitapları sevenler için ilaç gibi bir kitap olmuş..keyifli okumalar..
