Onyedinci yüzyılda, Locke, her bir şeyin, her bir taşın, her bir kuşun, her bir dalın kendi özel ismiyle anılacağı imkansız bir dil koyutlamıştı (ve bu dili reddetmişti); Funnes de analog bir dil düşünmüştü fakat bu ona çok genel, çok belirsiz geldiği için bu dilden vazgeçmişti.