Gönderi

Bazı husus [konular] olur ki insan ona muvaffak [başarılı] olmak ister. Ve bu muvaffakiyeti uğrunda da bir hayli fedâkarlıklarda bulunur. Fakat matluba vusûlden [isteğine kavuştuktan] sonra o husustaki kable'l-muvaffakiye [başarıdan önce] görülen parlaklık ve arzu insanın nazarında zâil olur [gözünde kaybolur].Adam kendi kendine der ki: "Meğer ben ne divane inişin [deliymişim]? Kaç zamandır husulü [gerçekleşmesi] için çıldırıp durduğum şey bu muymuş?" İnsan yalnız böyle kendi divaneliğine hükmetmekle kalmış olsa âlâ [iyi].Ya o emeline vusûlü [arzusuna ulaşma] uğrunda sonunu asla teemmül etmeksizin [düşünmeksizin] göze aldırmış olduğu fedâkarlıklar ve mecnunane [delice] hareketler, bilâhare [sonraları] kendi için pek ziyade [çok] nedameti dái hususat [pişmanlık getirecek konular] var ise adam o şeyi yaptığına yapacağına, büyük bir makhuriyetle [kahrolurcasına] pişman olur.
Sayfa 110Kitabı okudu
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.