Gönderi

176 syf.
·
Not rated
Kitabı tek cümlede anlatmak gerekirse şöyle denebilir: "Hüzün, bir hastalık değil bir gerekliliktir." Hüznün hastalık olduğunu düşünmek ve bunu ilaçlarla tedavi etmeye çalışmak budalalık. Eğer hüznü tedavi edilecek bir şey olarak görürsek yanlış yerlerde şifa aramaya başlıyoruz.     Bunu da kitaptaki şu alıntı net şekilde ortaya koyuyor: "Herkes ruhunun şifasını arıyor. Ama yanlış yerde arıyor" Günümüz  insanın psikoloğa başvurma sebebi hep dertleşecek bir dost bulamamaktan. Herkes kendi dünyasında o kadar kendi ile meşgul ki bir an durup bir dostun derdine kulak kesilemiyoruz. Kimsenin birbirini dinlemediği bir çağda büyük bir hızla yaşamlarımızı tüketiyoruz. En önemlisi kendimizi tüketiyoruz hem de evrenin sesine kulak veremeden. Bütün seslere kulak verebilmek için ya çok mutlu ya da çok hüzünlü olmamız gerekiyor. Bunun için bile olsa hüzünlenmeye değer :) Aslına bakılırsa şu an sadece yazarı taklit ediyorum :) Yoksa ben de hüzünden, kederden korkarım. Bir mevsim olmak gerekirse adımdan dolayı sonbahar değil de ilkbahar olmalıyım derdim. Çünkü sonbahar zihinlerimize hep hüzün mevsimi olarak kodlanmış. Bir yanım çiçek açarken diğer yarım yaprak dökmesin derdim :) Çiçek açtıran tüm güzel duygular gibi yaprakları döken hüznü de içinde hissetmeden büyüyemiyor insan. Artık hem ilkbahar hem sonbahar olabilirim. İkisi de güzel ikisi de özel. :) Şimdi hemen vakit bulmalıyız hüzünlenmek için!
Hüzün Hastalığı
Hüzün HastalığıKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20121,347 okunma
··
158 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.