Çok net bir ifade ile söyleyebilirim ki Sarah Jio kitaplarını sevenler için aynı tadda ve içinde biz olan bir kitap. Yumuşak bir aksiyon-macera ve hatta fantastik diyebileceğim çok hoş bir kitap. Ben ne çok polisiye, ne çok aksiyon, ne de aşırı fantastik seven bir okur olarak bu dozu çok beğendim.
S. Jio kitaplarını okurken aklımda hep renkler kalır, bu kitabı da baştan sona açık kurşuni bulutlarla ama aydınlık bir gökyüzünde okudum. Yani keyifle.
Yine aynı açıdan bakarsak az tanıtılmış, güzel ve etkileyici bir kitap. Hani bir kahve reklamı var ya "içimi yumuşak" diye, hah aynen öyle. Sizi hiç zorlamadan okutuyor kendini, olayları öyle güzel sıçrayışlarla kurgulanmış ki, beklenmedik ve etkileyici buluyorsunuz kurguyu, siz kafanızdan "herhalde böyle gelişir" derken bir de bakmışsınız bambaşka bir yolda ilerliyorsunuz. Kabul etmeliyim deliler gibi merak etmedim ama cidden aklım kaldı. Böylelikle daha sindirerek, tadını çıkararak okumam mümkün oldu. Fakat tekrar söyleyeyim, yetersiz reklam kurbanı bir kitap bence.
Alıp okunmaya değer.
Bu arada bir kaç nokta var ki değinmeden geçemeyeceğim; ilki kitabın fiyatı çok güzel, ikincisi en beğendiğim bölümler final öncesi sahne şovu ( gerçekten çok çok güzeldi). Üçüncüsü son söze bayıldım, yazarın alçakgönüllülükle sohbet kıvamındaki içten anlatışı, samimi ve kitabı özümsemenizi sağlıyor. Son olarak ne yazık ki kitabın adı, etkisini azaltır nitelikte. İsim merak uyandırsa da içeriği anlatamamış sanki; nasıl desem daha soğuk, daha durağan bir hikaye hissi verdi bana. Belki de kapaktaki görselle beraber böyle düşünüyorum, zira aynı şeyi görselde de hissettim.
Bir de yılardır kendime kazandırmaya çalıştığım bir özellik var ki paylaşmak isterim, Türk yazarları destekleme ve seri yapma. Bu bağlamda yazarın ikinci kitabı Piri Reis ve Nostradamus ilk okuduğum kitaptı ve beğenmiştim, Duvar ve Adam'ı okuduktan sonra içtenlikle söylemeliyim ki mutlaka ilk kitabı da edineceğim ve artık seri dizmeme sebep olan bir yazar daha kazandı kütüphanem.