Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mealcilerden açılmışken bir örnek vererek maksadı ifade edelim: Mealcilerin en çok sarıldıkları ve dillerinden düşürmedikleri bir ayet var. Zuhruf , 44. Allah şöyle buyurur: “Bu (vahiy), senin için de kavmin için de bir zikirdir (öğüt veya şeref) ve siz (ondan) sorguya çekileceksiniz .” Bu ayet şu şekilde anlaşılmıştır: Allah ahirette insanları sadece Kur’an’dan hesaba çekecektir. Başka da bir şey sormayacaktır. Sünnete uymaya hiç gerek yoktur. Önce şunu sormak gerekir: Gerçekten Allah burada sünnete uymayı mı nehyetm'ıştir? Kur’an dışında bir delile uymayı mı yasaklamıştır? Sadece Kur’an’dan sorulacağımıza göre Kur’an dışında bir delile uymak beyhude olacaktır! Hatta çok ısrar edersek şirk bile sayılacaktır!! Konuyu şöyle değerlendirmek mümkündür: 1. Ayette “sadece” ifadesi yoktur. “Sadece” ifadesi mealcilerin bir uydurmasıdır. Hatta “ondan, yani Kur’an’dan” ifadesi bile açıkça yer almamaktadır. Siyaka bakarak bunu diyebilmektey'ız. Lafzî meali şöyledir: “Yakında hesaba çekileceksiniz.” Peki nerden? 0, açık değil. İşte mealcilik böyle bir şeydir. Ancak biz yine de burada Kur’an’ın kastedildiğini göz önünde bulunduracağız. Kur’an’ın bir nimet olduğunu düşünürsek elbette mana “bu nimetten, bu nimetin hakkını verip vermediğinizden sorulacaksınız” olur. Ama bu durum, başka şeylerden sorulmayacağı anlamına gelmez. Vurgu, Kur’an’dan sorulması gerektiğinedir. Bu, şunlara benzer: “Bu Kur’an, mucize olarak sana kafî gelmedi mi?” Bu ayet, Kur’an’ın en büyük mucize olduğunu gösterir. Başka mucizenin olmadığını göstermez. Gösterir dersek, Kur’an’ın demediğini demiş oluruz. “Onun (kıyametin) alametleri gelmiştir.” Bu ayet, (Kur’an ve Hz. Peygamber’in zuhuru gibi) kıyamet alametlerinin geldiğini gösterir. Ama bunlardan başka alamet bulunmadığının delili olmaz. Olur, dersek Kur’an’ın demediğini ona söyletmiş oluruz. “Senin vazifen ancak tebliğ etmektir.” Bu ayet, Hz. Peygamber’in en temel vazifesinin tebliğ olduğunu, başkalarının hidayeti için kendisini harap etmemesi gerektiğini, hidayetin onun elinde olmadığını gösterir. Tebliğ dışında başka vazifesinin olmadığını göstermez. Gösterir dersek, diğer ayetlere aykırı hale gelir. Hz. Peygamber’in beyan, tezkiye (ahlak eğitimi), tahrim ve güzel örnek olmak gibi görevleri vardır. O halde elbette Rabb’imiz bu Kur’an’dan hesaba çekecektir. Ama sadece ondan değil. Resulullah’a din olarak ne vahyettiyse Ondan hesaba çekecektir. Aslında bu durumu Zuhruf, 43 ifade etmektedir: “Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen doğru bir yol üzeresin.” Burada vahiy geçmektedir. Vahiy, başta Kur’an olmak üzere din olarak Hz. Peygamber’e vahyedilen her şeydir. ....
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.