Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Ey Nebi, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi, zevcelerinin hoşnutluğunu isteyerek, niçin (kendine) haram ediyorsun? Allah gafûrdur, rahîmdir.” (Tahrim. 1) Buradan günümüzde iki sonuç çıkarılmıştır: 1. Peygamber günah işleyebilir. 2. Allah, Peygamberimizi nebi hitabının geçtiği yerlerde kınamış, ama resul hitabının geçtiği hiçbir yerde kınamamıştır. Bu, nebinin getirdiklerinin bağlayıcı olmadığını gösterir. İşin aslı nedir? Muteber iki sebeb-i nuzul şöyledir: 1. Hz. Peygamber, bir olay üzerine cariyesi Mariye’ye yaklaşmayacağına dair yemin etmiştir. 2. Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Zeyneb bt. Cahş’ın evinde bal şerbeti içmiş, Hz. Hafsa ile Aişe anlaşarak Hz. Peygamber (s.a.v)’e, “Biz senden, meğafir kokusu alıyoruz..” demiş, Hz. Peygamber (s.a.v)"in de kötü kokmaktan hoşlanmadığı için kendisine bal şerbetini haram kılmıştır. İbn Abbas’a göre burada “haram kılmak” yemin etmek anlamındadır. Yani Hz. Peygamber yemin edince Allah da ona yemin keffaretini hatırlatmıştır. Ayetteki haram kılmadan maksat, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, eşleri ile karı-koca hayatı yaşamaktan imtina etmesi ve uzak durmasıdır. Bazı sebeplerle eşten ayrılmak caizdir. Hz. Peygamber burada bir eşle cinsel münasebette bulunmayı haram kabul etmemiştir. Bal şerbetini düşündüğümüzde de aynı şey geçerlidir. Hz. Peygamber bal şerbetinin haram olduğunu söylememiştir. Bir sebebe binaen bir daha bal şerbeti içmeyeceğine dair yemim etmiştir. Bal şerbetinin aslı helaldir. Maksad, Allah’ın onu helal kılmasını müteakiben onun haram olduğuna inanmak değildir. O halde, bu demektir ki, Hz. Peygamber (sav) bir sebebe binaen eşlerle birleşmemenin veya bal şerbeti içmemenin helal olduğuna inanarak, böylesi bir istifadeden vazgeçmiştir. Aksi takdirde bu ayette bahsedilen haram kılmanın, Allah’ın helal kıldığı şeyi bizzat haram kılma olduğuna inanan kimse, kafir olur. Öyleyse, nasıl olur da böyle bir şey, Hz. Peygamber (s.a.v)’e nisbet edilebilir?! Diğer meseleye gelince “Ey Nebi! Allah’ın sana helal kıldığı şeyi, niçin (kendine) haram ediyorsun?” ifadesi, zahiren bu hitabın, kınama ihtiva eden hitap olduğunu hissettirir. Halbuki, tavsifi olan “Ey Nebî” hitabı ise kendisinde bir teşrif ve tekrim bulunduğu için buna ters düşer. Gerçekten yaptığı eylemden dolayı “korkak” birine “ey yiğidim” demek muktezay-ı hale uygun mudur? Gerçekten fasık olan birine “Ey günahkâr” değil de “Ey salih insan” demek makul mudur? O halde şayet bir haram işlenmişse “Ey Nebi” demek doğal mıdır? Şu halde, bu durum nasıl uzlaştırılabilir? Aslında bu hitap, hakiki anlamda helali haram kılmaya yönelik kınama muhtevalı bir hitap değildir, tam aksine Hz. Peygamber (s.a.v)’den sadır olan şeyin olmaması gerektiğine dikkat çeken bir hitaptır'. Yani “yaptığın iş meşru olsa bile böyle yapman hoş değildir.” Ayrıca ayette “Ey Nebi” hitabı kullanıldığına dikkat edilmelidir. Burada -olmaz ya!bir haram işlendiği söz konusu olsa Allah “Ey Nebi” değil, “Ey Muhammed” derdi ve bir beşer olarak bize günah işleyebileceğini de hatırlatmış olurdu. Rabbimiz ise bunu murad etmedi. Allah Resulu hoş olmayan bir şeyi yaptığı halde ona “Ey Nebi” diye hitap etti. Nebi, bir teşrif hitabıdır. O halde bir “Nebi” olarak peygamberin günah işleyebileceğini söylemek, burdan yola çıkarak Peygamberimizin Nebi olarak söyledikleri ve yaptıklarının bağlayıcı olmadığını söylemek mümkün müdür? Elbette değildir. Pcygamberimiz Allah’ın helal kıldığı bir şeyi haram kılma anlamında bir cürüm işlememiştir. Sadece Allah’ın hoşuna gitmeyen bir davranış sergilemiştir. Buna rağmen Allah katındaki saygın konumunu devam ettirmiştir. “Ey Nebi” hitabı da bunun göstergesidir.
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.