Zamansız, mekânsız, kahramansız bir kitap; değişik,bir o kadar ilginç bir eser. Okuru cümlelerin içine hapseden,uzun uzun cümlelerden oluşan sürükleyici bir kitap...
Alaaddin kimliksiz aslında; girdiği bedene göre kimlik kazaniyor. Alaaddin bir semboldür bana göre. İnsanın iç sesidir, iç dünyasında saklanmış duygularıdır. Özlemidir,ayrılıkların sessiz çığlığıdır. Tarifsiz, birbirine yabancılaşan duygularıdır. Kötülüğün içindeki iyilikliktir, vicdanıdır, merhametidir. Karanlığın ardındaki ışıktır. Umuttur,isyanıdır, yasamak ya da ölüm isteğidir.Her yerde her şekildedir. Belleğimizdir,bellegimizdeki düşünlerimizdir, ruhumuzdaki fırtınalardır, yıkımlar, sevinçlerdir,geçmiştir,gelecektir...
Alaaddin'i arıyorken aslinda kendimizi, hayatin anlamını arıyoruz.Alaadin' i orda burda degil kendimizde aramalıyız.O benliğimizin gizli kalmış bir köşesindedir.
Yazar bildiklerini,hissettiklerini aktarmak istiyor çağlayan bir ırmak gibi....Bir an önce ummana yetişmek isteyen bir nehir gibi....Kalem bile cümlelerin anlamına yetişmiyor gibi...
Sindire sindire okunacak güzel bir kitap...Bir daha oku listesine eklenen bir kitap benim için.