ibnu'l-Arabinin Allah'ı Yeni-Eflatuncularınkinin aynı değildir.
Yeni- Eflatunculuk tam anlamıyla bir vahdet-i vucudçuluk şekli sayılmamalıdır.
Bu sisteme göre, âlem, ibnu'l-Arabi'nin ifade ettiği şekilde
Allahla, hattâ Allah' ın bir ciheti ile aynı değil, ancak Allah'dan bir akış
(feyz)'dır. ibnu'l- Arabinin öğretisinde ise, Plotinus'unki gibi, bir akış
(feyz) düzeni bulunmaz; her ne kadar Plotinus'un terminolojisi ile konuşursa
da, hiç değilse gerçekte böyle bir şey yoktur. Mukakkak ki ibnu'l-Arabi'
nin sisteminde Bir'in kendi kendine gelişimi, tezâhürü ve çoğalması na benzer
bir şey -"ilahi Nefes'in. (Öz'ün) görülen nesnelerin suretlerine inmesi"
v.b., v.b,- bulmaktayı z ve bu bir bakıma Yeni Eflatunculuğa benzemekle
birlikte, Plotinus'un sisteminin aksine, daha ziyade Hegel'inki gibi mutlak
idealism'dir, yani "sırf diyalektikle inşa edilmesi" sadece mantıkidir, fiili
ya da gerçek değildir. Bu terimlerin, Ibnu'l-Arabinin kullandığı şekliyle,
"Bir'in birliğini bozacak ya da onun varlığını çoğaltacak veya kendisinden başka
bir şeyi bağımsız bir varlık haline getirecek olan" bir anlama alınması
kastedilmemiştir. "Bütün varlığın hareketi", diyor Ibnu'l-Arabi, "daire
şeklindedir; başladığı yerde biter". Yeni- Eflatuncu akış öğretisinde ise
durum böyle değildir; doğru bir çizgi üzerinde ilerleyen bir harekettir.