Günün birinde karanlık bir odada masa başında oturacağımı, daha doğrusu hapis olacağımı ve vaktimi istediğim gibi harcamayacağımı, günlerimi birtakım kağıtların arasında geçireceğimi düşündükçe memuriyete karşı duyduğum tiksinti gittikçe kabarıyordu.