Okuduğum en sarsıcı kitaplardandı. Tamamen annelik iç güdüsü ile yapılan bir hatanın sonucunda yaşanan olaylar... Her karakterin olaylara kendi bakış açısından bakılarak yazılması sizi hikayenin içersine daha çok çekiyor. İlk başta hak verdiğiniz bir karakteri, aynı olayı bir de başka karakterden dinleyince fikriniz tamamen değişebiliyor. Roman, Lucy adında hayatını tamamen anne olmaya adamış genç bir kadının bir gün yaptığı hatanın sonucu bir çok insana yaşattıkları ve kendi yaşadıklarını anlatıyor. Helen Klein Ross affedilip affedilemeyecek o ince gri çizgisi öylesine güzel ele almış ki kitabı okurken Lucy, Mia ve Marilyn'nin yerinde olsam? sorusunu irdelemeden geçemiyorsunuz. Kitabı okurken duygularım alt üst oldu. Lucy gözünden sakındığı, çok sevdiği kızı Mia'yı çok büyük bir sırla dolu bir geleceğe yetiştiriyor. Öyle ya, asla affedilemeyecek bir sır. Okurken hem bir çok karakter tarafından baktığımda asla affedemezdim'i hissettim hem de öylesine savunulacak yanı vardı ki Lucy'nin. Üniversitede okuyan iki sevgili. Okullarının son yıllarında hamile kalır Lucy, ve elbette çözüm olarak sevgilisinin isteği üzerine kürtaj ile bir çocuğun üstelik kendi doğmamış çocuğunun yaşamına son verir. Bir kere o annelik hakkını kendi elleri ile yok etti ya, evlendikleri zaman bir daha ne kadar isteselerde çocukları olmaz ve Lucy 30'lu yaşlarında terk edilmiş ve hep hayalini kurduğu çocuğu bile olmayan bir kadın olarak hayatın tam ortasında kalakalır. Oysa Warren öyle mi? İkinci evliliğini yapıp bir de üzerine bir çocuğu olmuştur, üstelik yeni eşi Lucy'den de gençtir. Fakat boşanma dönemleri ve nedenleri konusunda olaya bir de Warren açısından baktığınızda her ne kadar Lucy'i tek bıraktığı için ister istemez kızsanız da, o kadar savunabileceğiniz durumlar geçiyor ki evliliklerinde. Aşk, tutku ve sevgi bitmiş, sadece bir alarmlı robot gibi çocuk yapmaya odaklanmış bir kadın ile evli kalmak. Zor... Lucy anne olmayı öylesine kafaya takmıştır ki, bu iş çözümlenemeyecek şekilde bir takıntı haline gelir. Ta ki Ikea mağazasında gezerken şans eseri denk geldiği küçük bir kız çocuğunu kendi bile nasıl olduğunu anlamadan kaçırıp annesi olarak büyütene dek... Ve olaylar yaptığı bu affedilemeyecek hatanın üzerine ard arda gelişir... Tek bir olay, bir çok insanın hayatını etkiliyor. Hayatta attığımız tek bir adım, başka insanların hayatını da etkiliyor. Kitabın sonunda saatlerce düşündüğüm şey bu... Ödüllü bir kitap. Durağan ilerlemesine rağmen, yaşananlar, duygu karmaşası ve size hissettirdiği o gerilim. Sonuna kadar hak ediyor. Her okura vicdan muhasebesi yapmasını sağlayacak bir kitap...

O Benim KızımHelen Klein Ross · İndigo Kitap · 2016245 okunma

·

38 görüntüleme

L

@LLawliet ·

16 Kasım 2019 16:11

Kesinlikle okuyacağım kitaplar arasında yer edindi.Elinize sağlık. :)

Doruk Hazar

@MaviKaptan ·

16 Kasım 2019 16:14

teşekkür ederim :)

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.