Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bilinç Akışı Şölenine Hazır mısınız?
İnceleme Öncesi Giriş Notu: Bu incelemeyi okumak yerine izlemeyi tercih ediyorum diyenler için: youtu.be/NAmygoj5OWY Bir anlatı şöleni okumaya hazır mısınız? Tam yerine geldiniz, işte karşınızda Faulkner'in zihninizi tahliye ettirmeye yemin etmiş romanı: Döşeğimde Ölürken. Roman on beş anlatıcıdan oluşuyor (William abi on beş anlatıcı nedir ya Allahını seversen, vurmasaydın bari direk öldüreydin okuru). Faulkner'in başyapıtı Ses ve Öfke 1929 yılında yayınlanmış, bu kitapsa onun hemen üzerine yazılmış ve 1930 yılında basılmış. Zaten romanda da Ses ve Öfke esintisi hemen hissediliyor. Yine bir ailenin parçalanış öyküsü fakat bu sefer dört anlatıcı yerine tam tamına on beş anlatıcı mevcut. Burada da yine çok çocuklu bir aile ve beş kardeşin çatışma ve hazin dolu öyküsü. Ses ve Öfke'de Compson ailesi varken burada ise Bundren ailesi bulunmakta. Ailenin en büyük çocuğu Cash Bundren, sonrasında Darl, Jewel, tek kız çocuk Dewey Dell ve Verdaman. Konumuz roman boyunca ölen anne ve onun vasiyeti üzerinden gitmektedir. Anne "Addie Bundren", ölünce şu an oturdukları kasabadan uzakta olan kendi memleketine gömülmek ister ve eşi Anse'da o hayattayken buna söz verir. Addie, ölünce de sıkıntı dolu yolculuk macerası başlar. Yolculuk esnasında başlarına o kadar çok sıkıntı gelir ve kardeşler arasındaki kişilik farkları o kadar belirgin olur ki, okuru macera, kasvet ve keder dolu bir yolculuğa sürükler. Kitap ilk sayfalarda çoklu anlatıcıyla okuru dumura uğratsa da yaklaşık 5-10 sayfa sonra, kendini belli etmeye başlar. Her bir anlatıcı kimi zaman bilinç akışı tekniğiyle zihninden geçenleri söylerken, kimi zaman da gözlemci anlatıcı olarak olayları aktarır okura. Anlatılan hikaye bugün için belki klişe gelebilir ama çoklu anlatıcı yöntemiyle son derece akıcı ve okuru kesinlikle metinden koparmayan bir romanla buluşturuyor bizi Faulkner. Kitabın özellikle bilinç akışı bölümleri enfes bir anlatıma sahip. Okurken öyle bir hıza kavuşturuyor ki metnin akışı içerisinde gözleriniz yorulsa bile romanı bırakamıyorsunuz elinizden. Roman boyunca ailenin anneyi gömmek üzere olan mücadelesiyle baş başa kalırız belki ama kitabın finalinde beklenmedik bir son bizleri beklemektedir. Döşeğimde Ölürken, hem kullandığı çok sayıda anlatıcı, son derece akıcı dili, hiçbir şekilde düşmeyen ritmi ve çarpıcı finaliyle modern edebiyat tarihinin en kıymetli ve özel eserlerinden biri kesinlikle. William Faulkner, gerçekten son derece deli bir yazar ve okuru da her kitabında bambaşka bir biçimle karşılıyor. Son olarak bu deli adamın kitaplarını okuyun, okutun diyorum. Kitaptan şu nefis alıntıyla bitiriyorum incelememi: "Ama bilemiyorum ne deliliktir, ne değildir; kim karar verebilir kesinlikle. Çünkü galiba her adamın içinde deliden de, akıllıdan da ötede başka bir adam var ve o adamın delice ve akıllıca işlerine aynı tiksinme ve aynı şaşkınlıkla bakıyor içerden." Cash Bundren
Döşeğimde Ölürken
Döşeğimde ÖlürkenWilliam Faulkner · İletişim Yayınevi · 20181,234 okunma
··
381 görüntüleme
Engin Korkmaz okurunun profil resmi
Yorumunuz çok detaylı, hoş ve doyurucu ama dürüstçe aklımdan geçen bir şeyi paylaşmak daha doğrusu sormak isterim. Mümkün olan herkese; okumaya, edebiyata ve dolayısıyla okuma yaptığı dile bunca zaman, emek ve ilgi akıtan insanların bazılarında ortaokulda düzeltilmesi gereken tipte yazım yanlışları görüyorum. Anse’da (Anse da), hazin dolu (hüzün dolu ya da sadece hazin), her cümleyi ayrı bir zamanla anlatma (-uyor, -mektedir, -mış, -ar) Bana kızabilirsiniz ama ben gördükçe şaşırıyorum. Sağlam okuyan, okuryazarlığın üstünde okuma yapıp yazanların kullandığı bozuk Türkçe, okuma alışkanlığı olmayanların berbat Türkçelerinden daha fazla yırtıyor aklımı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.