Düşünki geniş tokalar takıyorsun saçlarına
Ben iki mikrofona seni haykırıyorum
Gözleri kör bastonlarla koşuyoruz
Düşünme,
yağmur yağacak bu kente ve ben itfaiye memurlarına sınıf bilincini soracağım !
Yağmurlu havalara, ahşap ev yangınları dökülecek
Ve bu şiirin orta yerinde temiz bir masaya benzeyecek yüzün
Beyaz örtülerin anne kokusu olacak üzerinde
Sonra senin kirpiklerine sinecek !
Sen sandalyeni iki meridyen geriye iteceksin
Dünyanın bundan haberi olmayacak, sana yardım ve yataklıktan dönecek !
Parmaklarına sarılan dört dişli çatallara, kaşlarımı çatarak bakacağım ve yüzünde fesleğen kokulu makarna ferahlığı dolaşacak !
Arpa suyunda yıkanan dudakların, esmer bir atın dizginlerinde ıslanacak..
Ben kendi yörüngemde güneşin soluk derisini soyacağım.
Siyaha uçlu ve devrik şiirlerin muhasebesini yapan memelerin,
geniş gezegenler keşfedecek..
Coğrafi kayboluşlar, memelerinde memleket kuraklığını doğuracak.. .