Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
8/10 puan verdi
Saraydan Saraya Türkiye'de Gazetecilik Masalı |4/5| Eskiden, büyüklerin gazete okumasına çok özenirdim. Henüz ufak bir çocuk olduğum için onlar gibi gazeteyi açamaz, özellikle sayfaları çevirmekte zorlanırdım. İleride bunu yapabilmenin hayaliyle büyüdüm ama benimle beraber teknoloji de büyüdüğü için artık haberler telefondan takip ediliyor. Peki artık telefondan takip ediyor, gazetelere güvenemiyor olsak da Türkiye’deki gazete tarihini bilmemezlikten mi geleceğiz? Günümüze kadar; ilk gazetenin yayınlandığı tarihten bu yorumun yayınlandığı gün yayınlanan gazeteye kadar gerçekleşen süreçte nelerin olup olmadığını görmezlikten mi geleceğiz? Ümit Alan, gerçekleştirmiş olduğu bir çalışma ile bize Türkiye’deki gazeteciliğin bir özetini çıkarmış. Tanzimat döneminde devlet eliyle çıkarılan ilk gazete olan Takvim-i Vekayi’den günümüz gazetelerine kadar bir masal anlatıyor. Masal dememin sebebi, masalsı denebilecek bir dil kullanıyor olması. Kitap ilk başlarda beklediğimden iyi çıktı. Sonra ise günümüze yaklaştıkça monotonlanştı. Kitabın tek sorunu sanırım bu. İlk yüz sayfada yakalanan masalsı ve okuru, okumaya teşvik edebilecek olan dil kitabın sonlarına doğru kayboldu ve belirli bir durumda hangi gazetelerin hangi manşetleri atmış olduğunu aktarmaya döndü. Bence herkesin kitaplığının bir köşesinde bulunması gereken bir çalışma. Türkiyenin başına gelmiş büyük olaylarda hangi gazetenin hangi manşeti atmış olduğuna veya hangi gazetelerin kimler tarafından alınıp satıldığına bakmak için güzel bir kaynak oluşturulmuş. Bir yandan da, ülkemizde nasıl hiç gazetecilik yapılamamış olduğuna da iç yakıcı bir bakış. Elbette mesleğini hakkıyla yapan gazeteciler oldu ve olmaya devam ediyor ama öteki kısmın çoğunluğu oluşturduğunu ve bu kitabın da bu çoğunluktan bahsettiğini unutmayalım. Kitap konusunda yapmam gereken uyarılardan biri, Cumhuriyet tarihindeki büyük ve acı olaylar hakkında kitabın tarihsel bir bilgi aktarmak konusunda çoğu zaman ileriye gitmemesi. Kitapta sıkça bahsedildiği gibi, kitabın kapladığı alan genişlemesin ve konudan sapmasın diye yazar tarihsel olayların açıklamasına pek girmeyip üstünden geçiyor. Kitabı ilgilendiren konu olan gazeteler üzerinden bakıyor ve geçiyor. Demek istediğim, yakın tarih hakkında hiçbir şey bilmeyen birinin bu kitaptan tarih bilgisini geliştiremeyeceği. Geliştirir ama sırf yakın tarihe odaklanmış bir kitapta olacağı kadar olamaz, bence. Ben bu yorumu yazarken kitap yurdunda üç liraya satılan bu kitap, bence eskiden gazetelerimizi koyduğumuz yerde durmalı. Şahsen ülkemizdeki gazetecilik tarihi konusunda birçok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Gazete eskimiş bir teknoloji olsa da haberciliğin, doğru haberciliğin asla eskimeyeceği güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
Saray'dan Saray'a Türkiye'de Gazetecilik Masalı
Saray'dan Saray'a Türkiye'de Gazetecilik MasalıÜmit Alan · Can Yayınları · 201533 okunma
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.