Yazar Adem Özköse ve Hamit Coşkun'un Suriye'ye belgesel çekmek için gidip Esad rejimine karşı silahlı milisler tarafından kaçırılıp yeraltı cezaevlerinde 2 aya yakın yaşadıkları ve şahit oldukları zulümleri ve zorbalığı anlatan yazar, aslında hayatta kalabilmenin tek yolunun inanca ve umuda bağlı olduğunu dile getirmiştir.
Yazar yaşanan zulümleri zorbalığı ve işkenceyi anlattıkça kitabın kapağını kapayıp yukarıya doğru en içten dualarımı edip bazen içimin daralmasını gidermek için hava almaya çıkıp tekrar kitaba döndüğüm vakitler oldu.
Bana en büyük faydası içime gerçekten dua etme isteğinin gelmesi oldu Hz Ömer'in buyurduğu gibi " Ben duanın kabul olmaması endişesi taşımam içimde dua etme İsteği olmaması kaygısı taşırım Çünkü dua etme İsteği verilmişse kabul onunla beraberdir." Allah ondan razı olsun. Ben bu çağın duâsız olduğu ve musîbetlerin bundan dolayı geldiği kanaatindeyim. Bu kitap okuyan her mü'minin mazlum mü'min kardeşlerine en kalbten duygularla dua etme isteği verecektir.
Kitabı kapadıktan sonra bir Ender Tekin'in şu ilahisi döküldü dilimden...
Haydi akşam oldu uyan Ey Müslüman ölüleri
Suriye’den feryat ediyor bak her an birileri
Kan kokuyor Halep Dera Hama Humus tüm illeri
Haydi akşam oldu uyan Ey Müslüman ölüleri
Tağutun lanetli eli ,Esad’ın kuduz itleri
Sanmayın unutulacak intikamın yeminleri
Birer birer ah alacak Suriye’nin şehitleri
Haydi akşam oldu uyan Ey Müslüman ölüleri..
Kahhar ismi şerifinle zâlimleri kahret
Tüm mazlumlara güç ver..
Elimizde bulunan nimetlerin şükrünü lâyıkıyla yerine getirmemize yardım et..