Yazardan okuduğum ilk kitap, tamamiyle kapak tasarımına ve arka kapak vaadlerine göre almıştım ki, bunu çok nadir yaparım. Ama kitap alma krizine girdiğim bir dönemdi ve bu affedilir bir sebep.
Genelde övgü dolu sözlerin olduğu kitaplar bana göre boş çıkar. Sırf reklam amaçlıdır. İşte o yüzden böyle kitapları almam ama bu defa iyi ki kriz anıma denk gelmiş, almışım. Müthiş bir polisiye gerilim.
Konu olarak sıradan olsa da; kurgu ve hikâye içinde hikâye olayı çok bağlayıcı ve çekici. Hemen her karakterin bir sırrı var ve bu da onun suçlu olması için bir sebep. Zaten kitapta vurgulamak istenen 'kimsenin göründüğü gibi olmadığı'.
Bir de olay iki farklı ağızdan anlatılıyor. Anne ve Dedektif Komiser kendi cephesinden yaşadıklarını dile getiriyor.
Konuya kısaca değineyim. 8 yaşındaki Ben annesi ile gittiği ormanda kayboluyor ve uzun süre bulunamayınca kaçırıldığı sonucuna varılıyor. Ve en çevresindeki insanlar başta olmak üzere sıkı bir takip başlıyor. Ve burada elalem devreye giriyor, anneyi ilgisizlikle suçlayıp 'Kötü anne' ilan ediyor.
Bu kitapta herkese bir müddet sonra potansiyel suçlu gözüyle bakıyorsunuz çünkü sayfalar ilerledikçe herkesin bir sırrı ve bambaşka yüzü ortaya çıkıyor.
Meraklısına kaliteli bir polisiye olarak önerebileceğim bir kitap. Sadece sonunun havada kalmış olduğunu düşünüyorum. Şöyle sıkı bir son olsa idi 'doyumsuz' olurdu diyebilirim. Onun haricinde sürükleyici ve beğendiğim bir polisiye okudum.