"Yıllardan sonra, yollardan sonra, şarkılar söylüyor çocıklar" aklıma geldi nedense :) Olmuştur herhalde o kadar da, güzel bir şeyler okumak senden. Bazen eski incelemelerine yorum yapılıyor da tekrar karşılaşabiliyoruz tek taraflı :)
Martin Eden'i Tuco'nun kutsal kitapvari incelemesinden sonra listeye almıştım zaten kafamda. Konusu sarmamıştı gerçi (Spoilerdan korkmadan inceleme okuma özelliği geliştirdim ben:) Ama küçükken okuduğun beyaz dişvari kitaplardan sonra bu kadar çok kitabı olan (Bilimkurgu bile var) adama şans vermwk gerektiğini düşünmüştüm.
Daha okumadım tabii, hayat kısa ve okunacak çok kitap var:) Ama senin incelemenin son kısmı ile konuşacak kadar bir fikir edindim en azından yazılanlardan. (Diğer yerlere söyleyecek bir şey bulamadım çünkü, 250 sayfalık yeşilçam hikayesi bana da ters düşer)
Başlardaki o kabullenen, realist Martin sona doğru hakettiği hayatı (ikiyüzlülüğü) neden kabullenmemiş demişsin galiba. İlk olarak yazarın romantikliği giriyor galiba. Son kısmı daha çarpıcı yapmak istemiş olabilir belki yazar, Gerçeçilik fazla bir heyecan vermez çünkü okura.
Ya da London normal hayatta katlandığı sahtekarlığı romanında gözler önüne sermek istemiş de olabilir.kendi başaramadığı kahramanlığı karakterine yüklemek-sonuçta düzene karşı çıkmak bir nevi kahramanlık oluyor romantizmde.
Son olarak böyle bir şey gerçek hayatta da nadir de olsa mümkün olabilir belki, Ferrarisini satan bilge gibi :) insan hayatta başarıya ulaşmasına rağmen bir şeyleri eksik hissetiğinde (samimiyet vb.) gitmek ister bazen. Ki burada tamamlanmamış bir aşk da varmış galiba.
Neyse, kim ne derse desin aşk için, Martin Eden de okunacak zamanı gelince mecburen:) Gayet faydalı ve güzel bir inceleme her zamanki gibi. Ve her zamanki gibi güzel görmek seni. Arayı açma çok. Sağlıcakla :)