Gönderi

120 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Hadsiz Okur!
Çehov, en çok okumak istediğim yazarların başında gelir. Özellikle 6. Koğuş adlı kitabını okuduktan sonra oldukça etkilendiğimi ardından da bu arzunun doğduğunu bilirim. Böylesi bir arzu ile baş etmek doğrusu hiç de kolay değildir; size de olur, çok değerli bir yazar keşfettiğinizde ekseriyetle, okuma arzusu tavan yapar, yazarın hayatı araştırılır, yazdığı kitapların sayısı göze batar ve hemen sonra okuru bir telaş alır, “Ya tüm kitapları hemencecik biterse o zaman ne yaparım?” minvali bir telaştır bu. Böylesi yazarlarla okurlar çok çabuk bütünleşir, yazarın hayat felsefesi, düşüncesi ve eylemleri okurun ilerleyeceği istikamet olur. Yazara kimsenin sahip çıkmadığı kadar sahip çıkar, benimser, tanıtır… ve elbette doğal olarak eleştiri kabul etmez yapıdadır; eleştirenleri anlamamakla suçlar. Bir bakıma haklıdır da zira eleştirenlerin profili ile yaptığı eleştiri arasında ciddi tezatlıklar vardır. Ufak bir öykü yazmaktan aciz bir okurun anladığı ya da anlamadığı kadarıyla yazarı eleştirmesi hadsizliktir. Bir okurun, kendisini bir nevi edebiyat eleştirmeni olarak görmesi, yeterli birikimi olmadığı halde varmışçasına kesin yargılarla yazarı eleştirmesi gerçekten de iticidir. Samimiyetten uzak eleştirilerin asla bir değeri olmayacaktır. Çehov hikayeciliği diye bir söylem vardır. Aslında Çehov, durum hikayeciliğinin ilk temsilcisi olduğundan durum hikayeciliği kimi zaman Çehov hikayeciliği olarak da addedilir. “Durum öyküsü olaysız, gerilimsiz bir öyküdür. Belli bir ortamdan kaynaklanan izlenimler, çağrışımlar vardır. Bir durumdan ya da gündelik yaşamın içine rastgele bir yerinden girilir. Olay öyküsünde bulunan sergilemeler, öykünün gelişimini hazırlayan ipuçlarına rastlanmaz. Şiirsellik, şiirselliği yaratan anılar, çağrışım ve düşünceler yazara anlatımda olanaklar sağlar. Kimi kez simgelere başvurulur, gerçeküstü bir tutumun içine girildiği görülür, örneğin, Sait Faik’in "Singarit Baba" ve "Dülger Balığının Ölümü" vb.” şeklinde bir açıklamaya rasgeldim. Doğrusu Bozkır öykümüze bütünüyle uyan bir açıklamaydı bu… Açıkçası okur, bir anda kendisini öykünün ortasında bulur, karakterler oldukça sıradan olmakla birlikte sahicidirler ve kendi ortamlarında olduklarını asla yadırgatmazlar. İç dünyaları, fazlasıyla okuyucuya geçer; karakterlerle hiddetlenip, mutlu olunur ya da endişelenir. Bir başka deyişle karakterlerin hissiyat ve ruh halleri okuyucuya Çehov’un öykü ile okur arasında kurduğu o güçlü kanaldan akıp gider. Öykü, genellikle kısa yazıldığından en önemli özelliği vurucu olmasıdır. Öykünün en önemli silahı budur. Vurucu olması adına kimi noktalar belirli ya da belirsiz bir vaziyetle öykünün muhtelif yerlerinde kendisine yer denir. Okurun zihni bir süre bu noktalar ile meşgul olur ve nitekim bir zaman sonra o noktaların tek tek vuruculuğu test edilir. Okur sarsılır ise başarılıdır denebilir. Durum hikayeciliğinde bu noktalara ne kadar dikkat edilmelidir okura kalmalıdır zira yazar dilerse bunu kullanır dilerse kullanmaz. Misal 6. Koğuş eserinde vuruculuk had safhada iken bu eserinde neredeyse hiç yoktur. Okur, bu durumda vuruculuktan ziyade simgesel anlatıma, karakterlerin sahiciliğine veya onların hissiyatlarının kendisine ne kadar geçtiğine bakmalıdır. Bozkır’da esasen bir vuruculuk yoktu ama karakterlerin his dünyasına fazlasıyla konuk olunduğundan başarılıydı denebilir. Bozkır, bir yolculuk hikayesidir. Bu hikâyede Rus toplumunun farklı katmanlarından farklı Rus profillerine tanıklık eder okur ve bu bağlamda bakıldığında Rus toplumuna has kültürel yapı taşlarını da tanır. Ziyadesiyle başarılı bir hikayeydi. Tüm eserleri okunacaklar listemde bir yazar, Çehov.
Bozkır
BozkırAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,555 okunma
··
211 views
Cem okurunun profil resmi
Çehov gibisi var mı:)
Anıl okurunun profil resmi
Gerçekten de öyle Cem Hocam. :)
Nympheutria okurunun profil resmi
Kalemine sağlık Anıl hocam, güzel bir inceleme sunmuşsun tekrardan bizlere. Çehov denildiğinde aklıma gelen ilk şey Bozkır öyküsü oluyor. Bunun sebebi ise geçmişte; yanılmıyorsam lisede bu öykünün okurken beni adeta alıp götürmesi sanırım. Nedense aşırı etkilenmiştim. O "yolda olmak"lığı belki de çok iyi yansıtmıştı. Zihnimdeki Bozkır'ı bir defa daha tazeleyebilmek için tekrardan okumam gerek sanırım. :)
Anıl okurunun profil resmi
Yolda olmaklık. :) Gayet iyi bir tanımlama oldu Aykut, 6. Koğuşu okumadıysan onu bilhassa tavsiye ediyorum sana, sağlıcakla. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.