Uzun zaman önce okuduğum ama aslında keşke öyle alelade bitirmeseydim dediğim ve sonra ayrıntılarını sindire sindire tekrar okumaya heveslendiğim Behçet Necatigil çevirmenli kitap.İyi ki de öyle yapmışım diyorum şimdi. Sadık Hidayet ile İran edebiyatının modern öykücülüğe geçtiği söylenir evet bir nevi Kafkasıdır adeta İran’ın. İster istemez bu romanda benzer yönlerini görüyorsunuz okurken.Romanda kullandığı kelimeler ve cümleler bize yazarın ne kadar güçlü bir gözlem yeteneğinin olduğunu da gösteriyor.Hayal gücüne ve tespitlerine hayran olmamak elde değil.Bence bu romanı özel kılan şey de detaylar.Olaylar yaşanırken genelde yer ve zaman tam belli olmuyor romanda.Bazı olaylar aslında tekrar başka bir şekilde başka bir olayın içinden geçiyor.Sanki bir olayı karakterimiz kafasında bir çok çeşidiyle bize sunuyor. Karakterin hayatı anlamdırmaya ve yorumlamaya çalışırken fiziksel ve ruhani olarak çektiği acılar var.Ama bu dertlere deva bulma düşüncesinden biraz uzakta ve bu konuda karamsarlığı gece gibi üstümüze örtüyor.Ve bu karamsar düşüncelerinin gerçekleştiği bir son var.Tabi ki baştan sona, neredeyse her yazıda insanı derin düşüncelere iten bir kitap yanlış anlaşılmasın. …Spoiler içerir.. Aslında sonu biraz vahşice bitiyor diyebiliriz, sonunda aşık olduğu karısını öldürmekle bitiyor.Onu o raddeye getiren düşünceleri olayları da görüyoruz. O radde demek pek uygun düştü mü bilemiyorum bu kelimeyi yazdıktan sonra kendimle çelişkiye düştüm.Her ne olursa olsun bir insanın elinden yaşamını alma düşüncesine olumlu bakamıyorum.Tabi bu konuda bile yine kendimle çeliştiğim durumlar olmuyor değil… Neyse romana döndüğümde sonunda Sadık Hidayet’in biyografisini ele alan yakın arkadaşı Bozorg Alevi’nin şu sözleri var: “Karakterinin, bazı okuyuculara belki önemsiz görünecek birkaç özelliğini yazıyorsam bu sırf,eserinin daha iyi anlaşılmasına bu notların da bir katkısı bulunabileceği kanısında olduğumdandır.Romanında bir kadını koyun gibi boğazlatan bir yazarın, kendi özel hayatında çok hayırsever bir insan olduğunu ve değil bir insandan, bir hayvandan bile kan akıtılmasına bakamadığını bilmek, önemli değil midir ? Çocukluğunda bir kere bayramda kurban kesilmesini görmüştü, o günden sonra artık hiç et yiyemedi, ölümüne kadar et koymadı ağzına.Bir seferinde, farkında olmadan, kıymalı bir börekten bir parça ısırmış, midesi bulanmış, çıkarmıştı;ben gördüm’’ gibi benzeri tarzda Hidayet’in yanlış anlaşılmaması için eklediği notlar bulunuyor. Ve yine, Sadık Hidayet ‘in Ömer Hayyam ’ı sevdiği ve benimsediği ondan etkilendiği yönünde Bozorg Alevi’nin sözleri : ‘’Hayyam’ı çok beğenmiş, çok okumuştu Hidayet.Hayam’ın rubailerini bir de toplayıp yayımlamış ve kitaba, yeni görüşler getiren bir de önsöz yazmıştı.(Hayyam’ın Teraneleri,çev.Mehmet Kanar,YKY,1999) Bu şair filozofun düşünce dünyasının Hidayet için taşıdığı önemi göstermek üzere,o ön sözünden buraya yalnız birkaç giriş cümlesini alıyoruz: “…. Hayyam’ ın feryatları ;hep spekülasyonlarla ezilmiş milyonlarca insandaki acının, kaygının korkunun, ümit ve ümitsizliklerin yankısıdır.Hayyam,enfes bir dil ve özel bir üslupla kaleme aldığı rubailerinde bu zorlukları,bu muammaları, bu sırları dolambaçsız, açık seçik çözmeyi deniyor.Sinirli, dokunaklı kahkalarla dini felsefi problemleri yorumluyor, sonra somut,akla yakın çözümler arıyor’’ Kör Baykuş, işte bu haykırıştan, insan acı ve kaygılarının anlatımından başka bir şey midir ? Şair düşünür, matematikçi, astronom Hayyam ruhum ölümsüzlüğünü savunan teolojik öğretiden şüphe eder.Ahret ve cennet, onca boş vaatlerdir, kimse bir şey söyleyemez bunlar için : Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin, Erenlerin dilini de söktüremezsin! İyisi mi, al şarabı, cennet et bu dünyayı: Öbür cennete ya girer, ya giremezsin! ’’ … Aslında daha yazılması, bakılması gereken bir sürü farklı noktalar olduğunu düşünüyorum ama fazla uzatmamak istediğimden ötürü burada bitiriyorum.Benim tavsiye edebileceğim bir kitap, okuyacak olanlara da keyifle okuyup üzerine bir sürü düşünmeler diliyorum. Bunu da bırakıyorum buraya. youtu.be/tkABhOWSeak Kaan Boşnak- Şeyhim beni ışınla

Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,1bin okunma

·

26 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.