Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

320 syf.
8/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Fransız Devrimi'ne Farklı Bir Yönden Bakış
Tarih gibi genel bir olguyu tam anlamıyla kapsamlı bir şekilde algılayıp üzerine yorum yapabilmek için yine tarih üzerinde herhangi bir olayı çok kapsamlı bir şekilde öğrenmenin en etkili olan yol olduğu görüşündeyim. Biraz daha açmak gerekirse, kabul görmüş bir tarih anlayışının dışında, alışılmışın ötesinde tarih yorumlamalarına da en az diğerleri kadar değer vermeli. Aslında bu yalnızca tarihle de sınırlı kalmamalı. Eserin konusu Fransız İhtilali olduğu için tarihsel odaklı olarak ifade etmeye çalışıyorum. Son birkaç incelememde de benzer şekilde altını çizmeye çalıştığım gibi insanlar olarak tek taraflı düşünmeye korktucu bir şekilde fazlaca alışmaya başladık. Sahip olduğumuz bir düşünceye veya inanışa yalnızca salt onu bir yerlerden adeta hazır bir şekilde aldığımız için mi bu denli bağlıyız, yoksa düşüncemizin veya inanışımızın karşıtı olan görüşlerin de objektif bir şekilde değerlendirmesini yapıp doğru sonuca ulaştığımız ve ulaşılan sonucun o düşünce veya inanış olduğu için mi? Bu olgusal kavramlar için geçerli olan bir durum da olabilir. Tıpkı Herakleitos'un bir zamanlar ortaya koyduğu iyinin varlığının yoğunluğu için kötünün de deneyimlenmesi gerektiği yönündeki görüşü gibi daha tarihsel olgular olan köklenmiş olaylar için de bu gibi düşünebilmeliyiz. Şayet iyi dediğimiz şey doğru olansa bunu kötüye de bakarak en iyi şekilde anlayabiliriz. Fransız Devrimi aslında yalnızca fiziksel ve siyasal bir devrim olmasının yanı sıra zihinsel de bir devrimdi. Aydınlanma düşüncesinin düşünürler ve filozoflarca tetiklenmesinin ardından karanlıklarda kalmış olan halk adeta gözleri kamaşmış durumda idi. O döneme dek etkili olan Kilise-Aristokrasi birliği artık kendini hiç ummadığı bir yerde bulacak ve tarih boyunca süregelen hegemonyasına bir son verilecekti. Tarihte Kant, Diderot, Rousseau zamanlarından o vakte dek, hatta belki de çok daha öncelerden beridir aydınlanma düşüncesi insanın zihinsel tarihindeki en önemli sıçramalardan biri daha oldu aslında. Bu bağlamda Devrim'i tetikleyenler üstte de sözünü ettiğimiz gibi o dönemin düşünürleri ve filozoflarıydı. İşin teknik tarih kısmına pek girmeyeceğim, çünkü zaten ben de tarihe, teknik tarihten bahsedecek kadar hakim biri değilim. Fransız Devrimi onu izleyen çağlar için açılan bir kapı görevi gördü aslında. Artık o zamana dek gelen düzen yoktu, dört bir yanda o zamana dek hegemoni içerisinde üstte olanlar artık giyotinlerde duruyorlardı. Bu açıdan bazıları Fransız Devrimi'ni 'tekniğin bir intikamı' olarak da nitelendirir. Zamanında bilimsel alanda ilerleyenlerin giyotin ile katledilmeleri gibi, şimdi de o aynı giyotin bizzat onu tasarlayan ve kullananlardan adeta intikam alıyordu. Hatta Fransız Devrimi hakkında öylesine tasvirler vardır ki uzun bir süre yerler kan lekesinden arınamamış denir. Peki adeta bu devrim ile şekillenen koca tarihte bu devrime karşıt olanlar yok muydu, elbette ki vardı. Edmund Burke bu isimlerden biri. Dikkat ediniz kendisi devrime ve onun getirdiği vahşete karşıdır esasında, insanları devrime sürükleyen bazı etkilere karşıt değildir. Kendisi aslında sağlam bir muhafazakardır. Karşıtlığının bir kaynağı da budur. Fakat onun eleştirileri tabiri caizse yenilen tarafın serzenişleri olmaktan çok birçok isabetli ve mantıklı yön barındırır. Eser, kendisi ile mektuplaşan bir Fransız beyefendisine gönderdiği cevap mektuplarından oluşuyor. Öncelikle Burke'un şikayetçi olduğu konu devrimin amacından sapması durumudur. Ona göre devrim belki haklı sebeplerle kalkışılmış bir iş olabilir, ancak özellikle Fransız Devrimi'nin bunu gerçek hayata taşıma şekli ona göre katliamdan başka bir şey değildir. Aslında onun düşüncelerinden şu gibi sonuçlar da çıkıyor benim nezdimde: Esasında haklı olan bir mücadelede bir nokta gelir ki bu esas temeller unutulur amaç salt mücadele haline gelir. Hatta insanlar bu mücadeleyi öyle ileri boyutlara taşırlar ki onlar için amaç esas temelleri gerçekleştirmek değildir artık. Onlar için tek amaç bu mücadelenin doğurduğu şiddettir. Bu bağlamda da Burke, Fransız halkını hızını alamayıp geçmişte başta olan herkesi öldürmeye ant içmiş bir grup sinirlerinden dolayı ne yaptıklarını bilmeyen insan topluluğu olarak gördüğünü belirtir. Hatta yine ona göre devrim yanlıları amaçları devrim olmayan, salt devlet iktidarını ele geçirmek için fırsatlardan yararlanan gönüllü bir grup insandır. Burke Fransız Devrimi'ni adeta bir tür "düzleştirmek" olarak görür. Bu kavramı yalnızca önüne gelen her şeyi yıkıp geçen bir sürü olarak görmekten ziyade zihinsel olarak da algılamak lazım. Bu kavram Burke'a göre olması gereken "eşitleme" kavramından çok daha ayrı bir yerdedir. Devrimde olması gereken de bir tür eşitlemedir zaten ona göre, ama olan şey her şeyi sorgusuz sualsiz dümdüz etme olmuştur. Bu açıdan bu düzleştirme beraberinde birçok olumsuz olguyu de getirmektedir. Yine Burke kendi sözleriyle, hainlik ve cinayeti haklı gösteren bir kamu yararı bahanesi olarak görür devrimi. Aynı devrim ona göre yıkımın, ıslah olarak kabulünü içerir. Dikkat edilmesi gereken konu kendisinin salt bir itirazcı olarak sınırlı kalmamasıdır. Kendi ülkesinde gerçekleşen yenilikler kansız olan ve mantıkçıl bir ortamda temellenmiştir. Bu açıdan devrim denilen olgunun ille de bir şeyleri elde etmek uğruna her şeyi mübah kılan bir şey olup olmadığının da sorgulamasını yapar. Bu yüzden de kendisi devrimi tetikleyen, temelde yatan aydınlanma düşüncesine tamamen karşıt değildir; o, tetiklenmiş olan olgunun yani devrimin bu denli saptırılmaması gerektiğini savunur. Devrim ona göre bir noktadan sonra artık insanların yasallaştırdığı bir katliam halini alır ve bu devrim yanlısı insanlar için amaç temelde yatan aydınlanma düşüncesi değildir artık, asıl amaç sadece ve sadece yine aynı insanların kendi içlerindeki kötü sonuçlarla oluşan barbar duyguların tatmin edilmesidir. Yine aynı eleştirilere devam ederken Burke, devrim yanlılarının bir miktarlık özgürlük için adaletin tamamının emanet edilmiş olmasına razı olunmasının acizliğini dile getirir. Buradaki önemli nokta emanet edilenin doğru veya yanlış kişi ya da kurum olup olmaması değildir, önemli olan bir aceleye getirme durumudur aslında. Bu tür bir devrim de ona göre bir tür "bir andalık tetikleyicisidir". Her şey öyle aceleye getirilir ki üzerine uzun zaman düşünülerek alınması gereken kararlar sırf bu yüzden bir anda alınmış olur ve bunun sonuçları eğer alınan kararlar yanlışsa bu yüzyılları etkiler. O bir andalık yüzünden özgürlük gibi büyük ve önemli bir olgunun hemen bir oldu bittiye getirilerek emanet edilmesinin özgürlüğün bizatihi değerinin ayaklar altına alınması olarak nitelendirir. Başta da ifade ettiğim gibi herhangi bir konuya etraflıca odaklanmak istiyorsak o konu hakkında olumlu olumsuz ne türden bilgi varsa elde etmeliyiz. Eğer Fransız Devrimi zamanlarına ilgiliyseniz kaçırmamanız gereken, Devrim'e farklı bir yönden bakış sağlayan bir eser. Fransız Devrimi dönemine daha kapsamlı bir bakış için ideal bir eser Burke'un bu eseri.
Fransa Devrimi Üzerine Düşünceler 1790
Fransa Devrimi Üzerine Düşünceler 1790Edmund Burke · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201947 okunma
·
388 görüntüleme
AkilliBidik okurunun profil resmi
Güzel ve detaylı incelemeniz için teşekkürler :) "düzleştirmek" tanımlamasını sevdim; ihtilal sonrası dönem ve günümüze kadar süre etkileri üzerine düşündüğüm ama ifade etmekte zorlandığım bazı konuları bu bir kelime ile çok güzel özetlemiş. Kitabı okumak farz oldu artık:)
Nympheutria okurunun profil resmi
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için. Evet, İhtilal günümüze dek uzanan etkiler bakımından köklü bir yere sahip. İşte o köklü ve yoğun olaya daha ayrıntılı bakabilmek için bu gibi farklı yönleri içeren eserler şart, bu gaye içindeysek bu tür eserleri okumak da farz oluyor artık dediğiniz gibi :)
Yasin bural okurunun profil resmi
Bizdeki kemalist devrim’in örneği ve aynısı, kemalist devrim onun kötü bir taklidi hatta daha kötüsü. Çünkü fransada kilise ve soyluların halk üzerinde bıktırıcı bir baskısı ve birikmiş bir bunalım vardı. Bizdeyse halkın böyle bir derdi yoktu ama öldürülen onca insan bizde olmayan soylular değil halkın kendisi oldu. Dünya tarihindeki en zelil devrim olabilir ve öyledir
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.