İncelemeniz için teşekkür ederim. Emek verilmiş, kaleme alınmış bir paylaşım, fakat bunu münakaşaya yer vermemek adına dile getirmek isterim ki, Berlin'de bulunan birçok müzeye, daha doğrusu esasen Almanya'ya birçok tarihi değerimizi kaçırmıştır.
Ülkemiz (o zamanlar Osmanlı İmparatorluğu) bir ölüm kalım mücadelesi içerisindeyken, kendileri ve ekibi (başka ülke çalışanları da var) birçok yerde kazı çalışmaları için özel yetkili izinler alarak, buradan çıkan ve tarihe ayna tutacak nitelikte eserleri yine birilerinin özel yardımıyla yurt dışına kaçırmışlardır. Bunlar öylesi eserlerdir ki, öyle bavula koyulup götürülecek türde tarihi objeler değildir. Her şey 1. Dünya Savaşı esnasında, oluşan bu boşluk diliminde gerçekleşmiştir.
Defalarca diplomatik talep ve yazışmaları ignore eden Alman Hükumetleri, hâlâ bu, bize ait olanları vermemekle birlikte, utanmaz bir şekilde bu yağma edilmiş tarihi Başkentlerinde de sergileyerek hem ülkelerine gelir katkısı hem de prestij sağlamaktadırlar.
Özür dilerim, ama mesele inanın sizin incelemenize ve şahsınıza değil, alenen tarih hırsızı Heinrich Schlieman'ın tam da kendisinedir. Birçok iyilikler yapmış olabilir, tarihe birçok sayfa açmış da olabilir, ama bu bir başka ülkenin topraklarında çıkarılan bulguların, bir diğer ülke topraklarına kaçırılarak yürütülecek bir mesele hiç değildir.
Tekrar özür dilerim, ama bu Heinrich Schlieman'ı görünce, kendimi tutamıyorum. Çünkü çalınanlar bizim, bizim ülkemizin, insanımızın hakkı. Diplomasi hak getire!!!