Gönderi

Kalan son nefreti dağılıp gitti; yukarıya vardığında gözlerinden püsküren bir ateş kalmamıştı, aşağıdaki caddeye doğru kırılmış denebilecek bir bakışla bakıyordu. Kendine, sanki gözleri artık onun gözleri değilmiş, kendisi sanki gözlerinin arkasında oturuyormuş da ölü, yuvarlak pencerelerden bakar gibi o gözlerden dışarı bakıyormuş gibi geliyordu; evet, sanki onu çevreleyen bütün bu beden artık onunki değil de o, Jonathan - ya da ondan geriye kalan her neyse-, yabancı bir gövdenin devasa yapısı içinde büzüşmüş, ufacık kalmış bir cüceydi, artı egemen olamadığı, kendi istencine göre yönetemediği, ola ki yönetilmesi sözkonusuysa ya kendiliğinden ya da herhangi yabancı bir güçler tarafından yönetilen, çok fazla büyük, çok fazla karışık bir insan makinesinin içinde tutsak kalmış, çaresiz bir cüceydi.
Sayfa 75 - Can Yayınları, 3. Basım
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.