Gönderi

Karayolunun iki yanındaki kasvetli orman görüntüsüyle örtünen ufuk çizgisine kadar her şeyi çamur bürümüş ve çöken gece, katılığı erittiği, renkleri içinde soğurduğu, hareketsizi dalgalıya, devingeni kötürüme dönüştürdüğü için karayolu, dünya kadar bir balçığın ortasında gizemli biçimde salınan, rotasını kaybetmiş bir gemi gibiydi. Bir kütle gibi sertleşen göğü bir tek kuşun kanat çırpışı dahi yırtmıyordu, şafak sisi gibi yeryüzünün üstüne çökmüş sessizliği çıtırtılarıyla, oraya buraya koşuşmalarıyla yaralayabilecek hiçbir hayvan yoktu; yalnızca ürkmüş, öksüz bir karaca -sanki balçığın nefes alıp verişi gibi- bir batıp bir çıkıyordu; kaçmaya hazır halde, uzaklarda.
Sayfa 58 - II, DiriliyoruzKitabı okudu
·
41 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.