Mektuplarda Bir Yaşam,
Steinbeck’in yaşamı süresince, bir çok konuda düşüncelerini, karakterini, hayata yüklediği anlamı samimi ve gerçekçi bir dille sunuyor bize.
Sinemadan politikaya, tiyatroya, edebiyata hayata ve insana dair ne varsa gerçekleriyle yansıtılmış bir portre olarak çıkıyor karşımıza.
Hiç durmadan üretmiş Steinbeck. Birçok ödül ve başarılara imza atmış. Ömrünün temel taşı yazmak üzere gelişmiş bir karakter. Yazmış yazmış, yazmaktan yorulunca yine yazmış.
Keskin bir zekaya sahip. Mektuplar ise hayatının büyük bölümünde yer almakta. Yazmaktan yorulduğunda mektup yazmaya geçtiğini ifade ediyor.
İnsanlarla iletişimini yüz yüze sürdürmek yerine mektupları tercih etmiş çok defa. Sosyal ilişkileri zayıf diyebiliriz. Tüm koşulları yazı serüvenine ayak uydurması için çabalamış. Yazmayı bu derece seven nadir bir şahsiyet Steinbeck. O'nun için bir tutku.
Bütün bu serüveni mektuplarında özgün üslubuyla okumak, Steinbeck'le karşılıklı kahve içmek gibi geldi bana. Samimiyetin bir an dahi yanınızdan ayrılmadığı bu eseri okumalısınız. Şeffaf alanların özgürlüğü bir başka...