Günümüz Türkiye'sinde sırattan geçiren terlik, yanmaz kefen, okunmuş Yasin, namaz kıldıran merhem ve türevleri ile, dini camiianin(?) cebini dolduran paradan bahsediyor olabilir. Yahut toplumun din olgusunu suistimal eden devlet erkanının bu yolla kasasını dolduran paradan da bahsediliyor olabilir. Örneklendirmeleri malesef çok.
Bu örnekler din açısından hoş değil ancak bu ifade kapsamında bu örnekleri değerlendiremeyiz. Bu örnekler daha çok dinin parasal şeylerde kullanımı yanı bu örneklerde din büyük, para ise küçüktür. Din üzerinden bir menfaat sağlanmış olur sadece. Şöyle ki, birinin, tanıdığı bir belediye başkanının ismini kullanarak esnaflardan menfaat sağlaması gibi. Bu durumda 'belediye başkanı o kişinin hizmetindedir', dersek olmaz komik düşer. Ancak söz konusu alıntıda büyük olan paradır daha doğrusu sırtlayan paradır, ayakta tutan paradır, parayı çekerseniz din sarsılabilir yani dinin güçlenme dayanağı paradır. Parayı çekerseniz, din de yıkılır. Örneğin Bursa şehri tanıtılırken veya insanlara sevdirilirken veya bir şey alınıp satılırken, bora vurgu yapılır ve insanlar bunları dikkate alarak oraya yerleşir veya arsa alır falan sonra bir anlaşılır ki bor falan yok. Doğal olarak bu bilgiden sonra Bursa değersizleşmeye başlar. Başka bir şekilde İncil'i okuyanlara paranın vadedilmesi gibi. Dolayısıyla bu kapsamda bir örneğin olması lazım.