Kitap sunuşun ardından yapılan 6 röportaja geçiyor. Bunlar, 1990-2002 arası muhtelif vakitlerde gerçekleştirilmiş. Aliya'yı daha da yakından görmek için güzel bir devam kitabı oldu. Siyasi durumlardan Bosna'da yaşananlara, ne yaptığının yanında ne düşündüğünü de gözler önüne seriyor.
Kitabı sayfalarını şöyle bir geçirsem, zihnimde üç belirgin kısım var: Kapitalizmden de komünizmden de nefret etmesi, kötülüğün ancak zor ile durdurulabileceği, Türkiye'nin de benzer bir sorunla karşı karşıya olduğunu düşündüğü Avrupa'ya aidiyet ve manevî varlık çatışması.
Kitap Aliya'nın düşüncelerini farklı yönden biraz daha gösterdi. Bir de şuna değinmeliyim, bu okuma Aliya'nın dengeli bir üslubu olduğunu düşündürdü. Zira Batı'nın suskunluğunu çekinmeden söylerken, batı ülkelerinin - sanırım antlaşma sonrası- mültecilere yardımcı olduğunu da not düşmüş.
Çeviriden midir, düzenlemeden midir bilemiyorum kitap benim için akıcı değildi.