Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

543 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Geldik serinin son kitabına. Sanki biraz çabuk oldu gibi geldi bana. Dile kolay 8 kitap. Hem de çok küçük puntolarla eski basımı. Gerçi yenisi 5 kitaba indirgenmiş sayfa sayısı da arttırılmış ama çaktırmayın orasını şimdi. Önceki kitaptan tahmin ettiğim gibi Delibaş Mehmet üzerinden başladık kitaba. Hemen akabinde gözle görülür biçimde Çerkes Ethem - İsmet Paşa ve Mustafa Kemal üçgeninde yaşananları gördük. Ben burada özellikle İsmet Paşa çevresinde olayların döndüğünü gene okuduğum tarih kitaplarını da işin içerisine katarak düşünüyorum, salt bu kitap değil yani. Bakıldığı zaman Ethem’e yapılmak istenenler, onun bunu anlaması ve yine de asilik etmemesi çok mühim. Kendi ağzından okuduğumla kitapta yansıtılan Yunanlara kaçış kısmını da değerlendirelim istiyorum. Bundan evvel şöyle bir durumda var. Ortada varlığı kanıtlamayan bir mektup var. Bu mektupla Ethem ve Kemal Paşa birbirine düşman ediliyor. Sonra çatıştıkları söyleniyor bunu birçok tarihçi de destekliyor ama Ethem’in güçleri Yunanlılarla çarpışıyor. Hemen akabinde şöyle bir durum var. Bir düzenli ordu toplanıyor sözde ve bu düzenli ordu düşmana yani Yunanlılara saldıracağına onlarla beraber olup Ethem’e saldırıyor. Böyle bir durumda Ethem’e saldıranların yurtsever, analarımıza bacılarımıza tecavüz etmiş ve bununla günümüzde bile GURUR duyan TÜRK düşmanı Yunancıkları destekleyen bir ordu mu VATANSEVER oluyor? Karar sizin. Bu ordunun kumandanına ne demek geliyor içinizden? O halde en sona sakladığım şeyi belirteyim bu Yunanlılarla birlikte Ethem’e saldıran ordunun da başında İsmet Paşa (!) bulunuyor. Her neyse ben biraz da güncel bilgilerimizi tazelemek adına şöyle kronolojik olarak yaptığımız mücadeleleri ve olayları bir sıralamak ve tarihlendirmek istiyorum: => Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı: 19 Mayıs 1919 => Amasya Genelgesi: 22 Haziran 1919 => Erzurum Kongresi: 23 Temmuz 2019 => Sivas Kongresi: 04 Eylül 1919 => Büyük Millet Meclisi Açılışı: 23 Nisan 1920 => Sevr Antlaşması: 1 Ağustos 1920 => Sarıkamış’ın Kurtarılışı: 29 Eylül 1920 => Kars’ın Kurtarılışı: 30 Ekim 1920 => Gümrü’nün Kurtarılışı: 07 Kasım 1920 => 1. İnönü Zaferi: 6-10 Ocak 1921 => 2. İnönü Zaferi: 23 Mart – 1 Nisan 1921 => Sakarya Zaferi: 23 Ağustos - 13 Eylül 1921 => Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer: 26 Ağustos - 09 Eylül 1922 => İzmir’in Kurtarılışı: 09 Eylül 1922 => Mudanya Mütarekesi: 11 Ekim 1922 => Lozan Barış Antlaşması: 23 Temmuz 1923 Bunların dışında bahsetmek istediğim şeyler de var. Buradan sonra eleştiri falan olmayacak daha çok salt bilgi vermeye çalışacağım elimden geldiğince. Kitapta bahsedilen ve bahsedimeyen birkaç karakter üzerinden gideceğim elden geldiğince. Bunlardan birincisi günümüzde unutulmuş ve kimsenin değil bilmek, adını bile duymadığı birisi, bir PAPA, BEN TÜRK DOSTU DEĞİLİM; BEN TÜRK OĞLU TÜRKÜM diyen, Türkçü bir Patrik, Türk Ortodoks Patrikhanesinin kurucusu Papa Eftim. Bu adam çok kaliteli, ordumuza çok faydası olmuş, yabancıların bile halen adını andığı bir Ulusal Kahramandır. Ruhu Şad Olsun... Özellikle İstanbul’da ve oradan ulusal kurtuluş savaşı için gönderilen cephanelerin taşınmasında, bulunmasında ve alınmasında görev almış bir grubu anlatacağım: Mim Mim Grubu. Büyük Millet Meclisinin de tanıdığı bu grubun adı Müsellah Müdafaa-i Milliye’dir. Baş harfleri M.M -günümüzde Osmanlıca dersi alanlarda ne yazık ki ben de dahil bilirler ki- Mim Mim diye okunduğundan bu isimle anılmıştır. CIA, MIT, FBI gibi düşünelim. İstanbul’un en efsane birliğidir. Hani dizisi çekilse Polat’ı da Memati’si de bulunur diyeyim. Şakası bir yana Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılması, düşman karargahlara sızmalar yaparak birçok belge ve bilgiye ulaştı. 5 Ekim 1923 yılında güzel İstanbul’umuz kurtulunca örgütün faaliyetleri son bulmuştur. Dikkat ediyoruz burada; örgüt değil, faaliyetleri son bulmuştur. Ayrıntılar mühim dostlar. En çok bahsetmek istediğim konuyu en sona saklayacağım. Hiçbir şeyi okumasanız bile burayı lütfen atlamayın. Fatma Seher Erden, bu ismi duydunuz mu? Kitapta bahsedilmediği için onu da biz ekleyelim dedik. Kurtuluş Savaşı Kahramanı, İstiklal Madalyası sahibi, Üsteğmen rütbeli bir komutanımız kendisi. Kafkas Cephesinde eşi Binbaşı Ahmet Bey ile birlikte savaşır, kocası soğuktan vefat edenler arasındadır. Sivas Kongresine katılmıştır. İstanbul’da Mim Mim örgütüne katıldı, silah ve cephane kaçırdı. İzmir’in kurtuluşu için savaştı. 2 İnönü savaşında da savaştı. Sakarya ve Dumlupınar’da savaştı. Emekli edildiğinde ne yaptı? Maaşının tamamını Kızılay’a bağışladı. Sonra ne oldu dersiniz? Atatürk vefat etti ve BİRİLERİ (!) ona da sahip çıkmadı ve sefalete düştü. 1954 yılında şans bir rastlaşma ile maaşa bağlansa da 1955 yılında hastalığı nedeniyle vefat etti. Kulaksız Mezarlığına defnedildi ruhu şad olsun. Ayrıca Vatanım Sensin dizisini hatırlar mısınız? Burada 25-26 bölümlerde Demet Evgar tarafından da canlandırılmıştır. Ayrıca şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Lakabı KARA FATMA’dır. Hani bazılarının bazı kelimeleri kullanırken iğrenerek söylediği şeylere ne denli dikkat etmesi gerektiğinin bir kanıtıdır belki de. Belki de BAĞNAZ ve YOBAZ biriyimdir belli mi olur? Biz gene de dikkat edelim. Evet arkadaşlar, güzel bir seriyle yola çıktık ve bu da bitti. Haliyle ben de bittim. Gerek günlük yoğun tempo gerek son günlerde yaşadıklarım ve hep içimden geçirdiğim bir şey var. İyi ki kitaplara sığınıyorum, iyi ki kitaplara tutunuyorum. Başka şeylere tutunmaya çalıştıkça tutamayıp sizi düşürüyorlar. İyi ki kitaplar var. İyi okumalar..
Kutsal İsyan - 8
Kutsal İsyan - 8Hasan İzzettin Dinamo · May Yayınları · 197512 okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.