Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Toplum olarak cinayet, tecavüz gibi haberlere şahit olduğumuzda iç dünyamızda büyük bir tepki oluşuyor. Herkes caninin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor. Peki şimdi filmi geri sararak bakalım. Bu suçu işleyen caninin doğduğu zamana, bebekliğine gidelim. Her bebek masum olarak doğar değil mi? Biçare, savunmasız, günahsız. Bu cani de dünyadaki bütün caniler, katiller, tecavüzcüler, kötü insanlar da bir zamanlar böyleydi… Firavun gibi binlerce bebeği katleden bebek katili de bir zamanlar bebekti. Dünya savaşlarını yapan, milyonlarca kişiyi katleden kimseler de bir zamanlar masum birer bebekti. Şimdi masum, günahsız, melek misal olan milyonlarca bebeği gözünüzün önüne getirin. Bundan yıllar sonra o bebekler içinden de caniler, katiller, sapıklar çıkacak. Nasıl oluyor da tertemiz, günahsız bir şekilde doğan insanoğlu, Allah’ın yaratılışta verdiği bu fıtratı bozabiliyor, kirletebiliyor, bambaşka bir varlığa dönüşebiliyor? İnsanın fabrika ayarları nasıl bozuluyor? Bunun pek çok sebebini sayabiliriz. Ama en başta gelen sebepler arasında şu dördü öne çıkıyor. 1. Haram lokma Nasıl ki zehirli gıdalar insanın bedenini olumsuz etkiliyor, onu hasta ediyor ve hatta öldürüyorsa haram lokma da insanın ruhunu öyle zehirler. Zehirli gıda insanın hücresini, kanını bozduğu gibi haram lokma da insanın kalbini ve ruhunu kirletir. Artık o insanın gözünden, kulağından, elinden, ayağından kötülükler çıkmaya başlar. Fıtratımızın bozulmaması için yediğimiz-içtiğimizin helalinden olmasına son derece riayet etmek gerekir. Hırsızlık, gasp, faiz, rüşvet, yalan, hile, kul hakkı yeme gibi yollarla elde edilmiş kazanç kısa vadede bizi rahatlatır ama uzun vadede bunlar bizi insanlığımızdan eder. Haram lokma öyle kötüdür ki kişinin ibadetinde huşû ve huzur duymasına mani olur, duasının kabulüne engel olur. 2. Yanlış eğitim. Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurur: “Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra ana-babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.” (Buhârî, “Cenâiz”, 78; Müslim, “Kader”, 22) Bu hadis bize fıtratın eğitimle değiştirilebileceğini gösteriyor. Demek ki aileden başlayarak çocuğa yanlış eğitim vermek çocuğun karakterini ve fıtratını bozar. Buna cinsiyet eğitimi ve mahremiyet konuları da dahildir. Ebeveynler ve öğretmenler, Allah’ın bir emaneti olan ve tertemiz doğan çocukların fırtatlarında yerleşik olan hakikatleri geliştirip serpilmesine yardımcı olmalıdır. Bunun yerine bu özellikleri öldürüp yerine kötü özellikler zerkedilirse o çocuk zaman içinde bozulacaktır. Söz gelimi erkek çocuğuna kız gibi, kız çocuğuna erkek gibi muamele etmek fıtrata müdahaledir. Her çocuğa kendi cinsiyetine uygun bir tarzda eğitim vermek gerekir. Allah Resûlü çocuklara yedi yaşında namazın emredilmesini, on yaşından itibaren bu konuda ana-babaların ısrarcı olması gerektiğini, on yaşına gelmiş bulunan çocukların yataklarının ayrılması gerektiğini belirterek ibadet ve mahremiyet eğitiminin çocukluktan itibaren düzgün verilmesini emretmiştir. (Ebû Davud, “Salât”, 26) 3. Kötü çevre Bir kimse, kötü şahıslarla düşe-kalka onların karakterlerinden etkilenmeye başlar. Zaman içinde onlar gibi düşünmeye, onlar gibi davranmaya alışır. Başlangıçta tepki verdiği bir takım kötülüklere zaman içinde tepki vermemeye, dahası bunları kötü olarak görmemeye başlar. Bunun içindir ki atalarımız “üzüm üzüme baka baka kararır”, “kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan” demişlerdir. Allah Resûlü (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: “Kişi arkadaşının dini üzerinedir. O halde sizden biri kiminle arkadaşlık yaptığına baksın.” (Ebû Davud, “Edeb”, 19; Tirmizî, “Zühd”, 45) 4. Günahlarda ısrar Peygamberler dışında her insan az ya da çok günah işler. Bununla birlikte günahlarda ısrarlı olmak, tövbe ve pişmanlık duymaksızın günah işlemeye devam etmek zaman içinde bu kötülüklerin kişinin fıtratını bozmasına yol açar. Artık kişi haram olan bir şeyi sıradan ve normal görmeye başlar. Allah Resûlü (s.a.v.) bu durumu şu şekilde haber verir: “Kişi bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta oluşur. Eğer günahını terk edip tövbe-istiğfar ederse kalbindeki siyahlık kalkar. Günah işlemeye devam ederse siyahlık artarak en sonunda bütün kalbini kaplar.” (Tirmizî, “Tefsîrü’l-Kur’an”, 74) Her bir müminin kendi fıtratını bozulmaktan korumak için bu dört şeye son derece dikkat etmesi, kendisi, ailesi, etrafındaki insanları bu kötülüklerden koruma adına gayret göstermesi gerekir. Rabbimiz fıtratımızı aslî haliyle korumayı, her türlü bozulma ve sapmadan uzak olmayı bizlere nasip eylesin. (Soner Duman/15.Rebîülâhir.1441/12.Aralık.2019/Perşembe)
··
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.