Merhaba sevgili yazarım,
Sen, yağmurdan kaçarken altına sığındığım saçağım
Sen, yorulduğumda dinlendiğim limanım
Sen, bulduğum eşsiz incim
Oğuzum,
Oğuzcuğum,
Sevgili yazarım.
Her ölüm acıdır.
Her ölüm acıtır.
Her ölüm sınavdır.
Her ölüm zamansızdır.
Ama seninki kadar değil
Seninki gibi değil
Sen, içimin tercümanı
Sen, ruhumun aynası
Sen, tutunamayanların sultanı
Oğuzum,
Oğuzcuğum,
Biricik yazarım.
Eşsizdi hayatın
Ketumdu dilin
Hislerini diyemedin
Anlamadı kimse seni
Anlatamadın kimseye kendini
Okumadılar seni
Okutamadın yaşarken kendini
Dedin ki;
"Ben Van Gogh tablosu değilim"
Duymadı kalpler sesini
"Beni müzeye koyamazsın, şimdi anlamalısın"
Anlamadı kimse sözlerini
Sen, zor günümde acıma merhemim
Sen, karanlık zamandaki güneşim
Sen, güneşin yetmediği yerde bana erişen fenerim
Oğuzum,
Oğuzcuğum,
Canım yazarım.
Duymadı kulaklar
Ve görmedi gözler
Sağırdılar ve kördüler
Diplerindeki inciyi fark etmediler
Haykırdın, hayır hayır
Sitem ettin
Anlamadı yürekler
Taştandılar çünkü onlar
Ve yalvardın sen
Biri duyar diye
"Ben buradayım sevgili okuyucum
Ya sen neredesin?"
Sen, içimi ferahlatan nefesim
Sen, yaşama umudum
Sen, hayalim
Oğuzum,
Oğuzcuğum,
Tutunamayan yazarım.
Desem ki;
Buradayım,
Buradayım,
Buradayım.
Ne fayda!
Heyhat!..
Yoksun şimdi bu iğrenç arzda...
Dedin ya;
"Sevinmeyin. Ölmedim daha"
Ne ironi ama...
Yankılanıyor son sözlerin hâlâ
"Sevinmeyin.
Sevinmeyin.
Ölmedim daha..."
And olsun edebiyata
Ahd olsun romana
Bir gün...
Elbet bir gün...
Ben dönüşeceğim Oğuzcuğum Atay'a...
Onsuz yetim geçen 42 yılın anısına.. Özlemle anıyorum sevgili yazarımı..