Tapılası derecede olan eserleriyle Türk Edebiyat'ının darbecisi Sabahattin Ali'nin bir çözümleme romanı daha. Nasıl yazılır bilmiyorum ama elinden çıkan eserler, Maria puder ile ayrılık, kuyucağın Yusuf'u ile kaybediş nasıl iyi bir şekilde işlenmiş, ve en üstler de yerini almış ise İçimizdeki şeytanın Ömer'i de bin bir duygusu ile yerini almış. Aşk bazen bir kaçış, bir terkediş. Her şeye rağmen herkesi geride bırakıyorum, ölüyorum ama yaşamak istiyorum demektir. Bunu da Macide karakterinde çok iyi bir şekil de görüyoruz. Yaşam bazen herkese ve her şeye ayak uydurmadır. Hayır diyememek hastalığına sahip olanlar için ise hep bir fedakarlık hep bir basit ama ortamın aranılan kişisi duygusu ile yaşamaktır. Bu insanlar, kalanları çok önemser, elin eline çok bakar, reddedemez, ayrılamaz ve tüm bu stabillik ile tek seferlik hayatında tükenerek başkaları için yaşar. Bunu da Ömer karakterinde çok iyi bir şekil de görüyoruz. Ayrılık da sevdaya dahildir diyor, bir kez daha tüm benliğimizle aldığımız kararın arkasından gidiyoruz. Ve ekliyoruz: Ömer iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı, insanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geri dönüp söyleyebilseydim söylerdim. Ömer derdim her ihanet sevgi ile başlar.

İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Aperatif Kitap · 2019171,3bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Vedat Yıldırım